Perilerin Gerçek Hayatı

Perilerin Gerçek Hayatı

Birçok kişi perilerin varlığına inanmak ister ve hatta onların özlemini çeker. Küçük Kişiler çocukluk çağının mutlu anılarıyla öyle içiçe girmişlerdir ki daha az materyalist bir dünyanın parçası olarak keyifle anımsanırlar. Fakat, çoğumuz için artık kaybolmuş bir illüzyondurlar. Şans eseri, herkes için öyle değildir. Örneğin ben, daha başkaları gibi, kendimi bildim bileli her çeşit periyi görmüşümdür ve hala da görürüm. Görmek derken onların ağaçlar kadar dışımda olduğunu ve bir o kadar da objektif biçimde görüldüğünü söylemek istiyorum. Önümüzdeki sayfalarda elimden geldiği kadar bu şirin varlıkların sizin için bir gerçeklik olmasına çalışacağım. Başlamadan önce niçin bu tip bir uyanıklık için bazı özel avantajlara sahip olduğumu açıklamak isterim. Her şeyden önce, Doğu’ da doğmuş bir kişi olarak perilerle ilgili gözlemlerimde asla cesaret kırıcı bir tavırla karşılaşmadım, çünkü orada perileri gören pek çok kişi vardır ve inananların sayısı daha da fazladır. Bundan ve daha başka nedenlerden dolayı, çocuklar arasında hiç de olağan dışı olmayan bu görme gücü bende ileriki yıllarda da sürdü.

elf

Ayrıca, benzer hassasiyetleri olan bazı kişileri içeren bir aile ve dostların arasına düşme gibi bir şansım vardı ve yolculuklar bu kişilerin listesini genişletti. Dolayısıyla burada yazıya geçirdiklerim yalnız bir çocuğun imajinasyonları değildir. Dünyanın her tarafındaki perilerle tamamen doğal, ama sıra dışı koşullarda yapılan temas ve söyleşilerden elde edilen bir bilgi birikimidir. Birey bu varlıklarla tıpkı biz insanların birbirimizle konuşmamız gibi gayet açık bir tarzda -hatta daha da fazlasıyla- iletişim kurabilir, çünkü bunun (kısaca tanımlayacağım) yöntemi epey farklı olmakla beraber konuşmaktan daha hızlıdır ve en azından bazı bakımlardan daha kesin bir iletişimidir. Bu şeyleri belirtmek önemlidir, çünkü bir kere dünyayı perilerin bakış açısıyla gördük mü, yeni bir evrene göz atmış oluruz. Bizler için mesele olan birçok şeyin onlar için öyle olmadığı görülür.

Golden-Fairy-fairies-18369293-1024-768

İnsanlar sık olarak hayattan çekinir ve ölümden korkarlar. Perilerse hayatın tüm şeylerdeki akışını anında ve bir gerçeklik olarak görürler. Bizler bir form dünyasında formların ardındaki hayat gücünü anlamadan yaşarız. Bizim için formun kaybı hayatın sonu demektir, fakat periler için bu tarz bir aldanma asla söz konusu olmaz. Bize verebilecekleri içinize kazınan ve güçlü bir dersleri vardır. Niçin çoğu kişi perileri görmez? Onlar da bizimle aynı dünyada yaşarlar, fakat bedenleri bizimkinden daha az yoğundur ama yoğun olmayan bir gazdan sadece biraz daha hafif bir yoğunluktadır. Onlarla bizim aramızdaki perdenin son derece ince olduğunu duyumsamamda hiçbir şüphem yoktur ve öyle incedir ki bence, hemen herkes doğru yöntemle ve az bir çabayla onu delip geçebilir. Zorluk bu yöntemi kullanmada ve özellikle başkalarının onu kavramasını sağlamadadır.

fairy-239

Hiç kuşkusuz onları göremeyişimizin güçlü bir nedeni bakış açısındaki farklılıktan kaynaklanır. Dolayısıyla burada yazdıklarım, insanların peri dünyasına bakış açılarını değiştirebilirse, birçok kişinin onları görebilir hale gelmesine yardımcı olacaktır, Elbette hepsi bu kadar değildir. Periler görülecekse, kişilerde özel bir hissin uyandırılması gerekmektedir. Perilerin içinde yaşadığı dünya bizim duyularımızı doğrudan etkilemez. Dokunulamazlar ya da elle hissedilemezler ama hiç kuşkusuz görülebilirler. Aslında, olağan görüşümüz onları görmemize yardımcıdır, fakat bu duyumuz onların yaydığı ışığı kendi başına yakalayacak kadar incelmiş değildir. Bununla beraber, herkesin içinde saklı ve görme duyusundan daha hassas bir duyu vardır ve bir takım kişiler -ki sayıları şaşırtacak kadar çoktur- onu harekete geçirmişlerdir.

frances-ve-dans-eden-periler

Peri dünyasının acaipliklerini seyrederken iş gören, bu daha yüksek duyusal yetimizdir. Sonuçta herkes geniş bir yelpazede duyu ekipmanıyla donanmıştır. Dokunmak katıları bildirir, tat bize sıvılar hakkında bilgi verir ve koku duyusu gazları rapor eder. Görme duyusu daha süptildir ve dizilimler orada sona ermez. Durugörü (clairvoyance) denilen özel bir görme yetisi daha vardır. İşin aslı duru görü için gerçek bir fiziksel temel dayanak vardır ve bu aslında gizemli bir meleke değildir. Söz konusu yetenek beyindeki hipofiz bezi denilen minik organda toplanmıştır. İlgili vibrasyonlar öyle süptildir ki hipofiz merkezine iletilmeleri için deride hiçbir fiziksel deliğe ihtiyaç yoktur, buna karşılık burun kemiğinin hemen üstünde, gözlerin arasında içerideki salgı bezi için dışa açılan bir delik gibi, hareket eden ve özel bir duyarlılığa sahip bir nokta vardır. Tıpkı sıradan görüşte hepimiz gözlerimiz aracılığıyla baktığımızı bildiğimiz halde gözümüzle baktığımız duygusunu taşıdığımız gibi, alnımızdaki o noktadan bakıyor gibi hissederiz. Bu hassas noktayla algılamanın duyu organları vasıtasıyla algılamaktan farklı bir yönü vardır: İç tarafta olağan fiziksel tipte bir sinir yapısı yoktur. Fakat söz konusu algı buna rağmen aynı söylediğim gibi işlev yapar.

elsiee28099ye-cicek-veren-peri

Perilerin ve benzer cinste canlı varlıkların içinde yaşadığı bu daha ince dünyaya bakmak gerektiği zaman, o görüş hattında yalnızca bir an için konsantre olmak gerekir ve bu duyu tıpkı gözlerinizi (söz konusu durumda tek bir gözü) açmışsınız gibi tepki verir. Biyoloji konusunda çok bilgili olduğumu iddia edememekle birlikte, bir zamanlar insanlık soyunun uzak geçmişinde ilkel hayvanlarda hipofiz bezi ile deri arasında bir bağlantı ve deride ona özgü bir delik var olduğunu söyleyebilirim. Halihazırdaki hipofiz kitlesinin o günlerin körelmiş kalıntısı olduğu düşünülmektedir. Fakat her iki yanından kanımızın görünmeyen kısmını oluşturan ve büyüme ve daha başka işlevler üzerinde güçlü bir etkisi bulunan cisimcikler salgılaması nedeniyle doktorlar onun yararsız bir kalıntı olmaktan uzak olduğunu biliyorlar. Yani hipofiz bezinin insanlarda da son derece faal ve önemli olduğuna kuşku yoktur. Ve bildiğimiz herhangi bir şeyden daha süptil yapıdaki bir dünyanın çok ince vibrasyonlarını almaya yaradığına da kuşku yoktur.

frances-ve-ziplayan-peri

Her şeyi biraz daha netleştirmeyi isterdim ama sanırım daha fazlası olmuyor. Belki bir bakıma da bu duyu herkesin onu işlemeye zorlayabileceği kadar emre amade değildir. Çünkü doğayı kendi zamanının önüne geçirmek için gösterilen herhangi bir şiddetli çaba çoğu durumda tehlike yüklüdür, Kişiler bazen iradelerini kullanarak, uyuşturucu madde alarak veya başka pratiklere başvurarak bir duru görü durumuna girmek için kendilerine baskı yapmaktadırlar. Bununla beraber doğal bir gelişim izlemediği takdirde duru görü genellikle güvenli değildir. Ne var ki bu onu bu gücün bütünüyle normal yoldan oluştuğu durumlardan daha az gerçek yapmaz. Niçin daha çok sayıda kişinin perileri göremediği sorusu sorulacaktır. Bana göre cevap; genelde hiç kimsenin büyüdükten sonra, hatta çocukken bile bunu denememesi ve ayrıca perilerin var olduğunu bilen birkaç kişinin de onları görmek için her zaman doğru çabayı göstermemeleridir. Bu konuda söylemek istediğim birkaç şeyi kitabın sonuna ayırdım ve dolayısıyla şimdilik bunu geçebiliriz.

c5

Kendimi bildim bileli perileri görebilmekteyim. Onları gözlerim kapalı görebilmeme rağmen genellikle gözlerimi kapamam, çünkü hem buna gerek yoktur hem de duru görü perileri görüş alanınıza getirdiği zaman, normal görüş bazı ayrıntıları gözlemlemeye çok yardımcı olur. Ve birçok peri normal bir görüşle algılanabildiği için onları bu şekilde irdeleme çok daha kolaydır (parlak olmalarına bağlı olarak). Hangi türde ışık yaydıklarını veya yansıttıklarını bilmiyorum, çünkü bir fizik bilimci değilim ve olsaydım bile bu kadar süptil bir şeyi inceleyecek aletleri nereden bulurdum?

efc80f6a-b017-489e-9dff-d6315817080f

Bilimsel birikimi olan bir dostum işin içindeki ışık cinsiyle ilgili bir çeşit test yapmamı ve perilere gözlükle ve gözlüksüz bakmamı önermişti. Dediğini yaptım ve perilerin gözlükle daha farklı göründüğünü bulguladım, ama aynı şey ağaçlar için de geçerlidir. Fakat belki bu bozulmuş görüntü sıradan görüş üzerindeki etkiye bağlı olabilir. Yine, periler adi pencere camının ardından bakıldığında pek görülmezler, fakat burada da aynı sıkıntı ortaya çıkmaktadır: Etkinin nedeni normal göze giden ışığın donuklaşması mıdır? Bu tip deneyler için belirli sayıda görebilen kişiye ihtiyaç vardır ve yararlı olabilmeleri için uzun bir süreye yayılmaları gerekir. En iyisi şimdilik böyle gerçekleri önemli bir not olarak alalım ve perilerin neye benzediği sorusuna geçelim, çünkü şu anda asıl amacımız bunun açıklanmasıdır. Her şeyden önce konumuzu oluşturan bu gözükmeyen dünyada periler dışında başka birçok türde varlıklar ve aktiviteler vardır.

cin-peri

Kitabımızın onların da üzerinde durmak gibi bir amacı olmamakla beraber, bazıları perilerin hayatı ve işleriyle öyle yakından bağlantılıdır ki zaman zaman yeri geldikçe onlardan söz edeceğim. Dolayısıyla perilerle ilişkisi olan ve doğa aleminin bir parçası olarak iki önemli hayat formu olduğunu açıklamalıyım. Gerçekte periler insanınkiyle paralellik çizen büyük bir evrim hattının bir parçasıdırlar. Tıpkı insanlık çizgisi gibi son derece ilkel formlarla başlar, (çeşitli evrim aşamalarında bulunan) perilere doğru yükselir, en yüksekteki varlıkları ise geleneksel adlarıyla “melekler” veya “devalar” dır. Perilerin meleklerle ilişkisi hayvanların insanlarla ilişkisi kadardır. İleride tanımlayacağım üzere neredeyse bütün perilerin, meleklerin de benimsediği gibi doğanın süreçleriyle ilgisi vardır. Bu kitabın konusu melekler değildir ve ancak perilerle bağlantılı konumlarıyla ele alınmışlardır, bununla beraber genel olarak onlarla ilgili geleneksel fikirlerin gerçeği yansıtmaktan uzak olduğunu söylemek isterim. Meleklerin kendileri, gerçekten var olmaları ve yaşamlarının ötesinde, sıradan inançların onlara yakıştırıldığından daha ilginçtir. Kitabımızın bazı yerlerinde bu konuya değindik. Melekler hakkındaki geleneksel fikir bana hiçbir zaman hitap etmemiştir, çünkü onları her çeşit erdeme sahip fakat karakterden yoksun şekilde tasvir ederler, oysa gerçekte meleklerin bireysellikleri çok kuvvetli ve büyüleyicidir. Güçlü varlıklardır ve hiçbir şekilde negatif veya zayıf değildirler.

golden_fairy_by_telthona-d5tap7c

    1. Dasha 19 Nisan 2018
    2. Ipek 25 Ocak 2019

    Leave Comments