Duyular Dışı Algılama (ESP)

Duyular Dışı Algılama (ESP)

Duyular dışı algılama, parapsikolojinin konusuna ilk dahil olan yetilerdir. Bunlara kısaca “altıncı hisler” de denir. Beş duyumuzun dışında kullandığımız diğer algılama yetilerimizdir.

Telepati:

Telepati, kelime kullanmadan düşünce iletişimidir. Telepati iki etkileşimle açıklanır; Verici ve alıcı. Alıcılar, düşünceleri rahatlıkla alabilmekte yani düşünceleri okuyabilmektedir, Vericiler ise düşünceleri nakledebilmektedir. Günlük hayatta sık sık yaptığımız yetilerimizden biridir. Mutlaka hepimizin aynı anda aynı şeyi düşündüğü olmuştur ya da biri aramadan önce arayacağını bilmişizdir. Özellikle sevdiğimiz insanlarla, annelerle çocukları arasında ve ikizler arasında yoğun bir telepatik bağ vardır. Telepatik bağın en önemli koşulu, frekansların yani titreşimlerin uyuşmasıdır. Bu yüzden çok yakın olduklarımızla daha rahat telepati yapabiliriz.

Bazı ilkel kabilelerinde telepatiyle anlaştığı bilinmektedir. Buna en bilinen örnek Aborjin Kabilesidir. Avustralya yerlisi olan Aborjinler, düşünce yoluyla irtibata girmektedirler. Bunun iyi tarafı yaşanan duyguların, algılanan resimlerin, işitilen seslerin yani sözcüklerle aktarmaya gücümüzün olmadığı tüm algıları aktarabilmemizdir. Bu yüzden Aborjin felsefesinde iletişim düşünsel olarak yani telepatiyle olur. Ses ise şifa vermek ve ayin yapmak içindir. Yine bazı felsefeler telepatinin evrensel bir iletişim dili olduğunda ısrarcıdır.

Durugörü:

Gelecek, şimdi veya geçmişte bir olayı oradaymış gibi görebilme yetisidir. Halk arasında, üçüncü göz diye bilinir. Aynı zamanda görsel olarak imgeler almak, rüyaların netliği de buna bağlıdır. Durugörü yetimiz geliştiğinde vizyonlar (görüler) almaya başlarız. Vizyonların anlamı gözümüzü kapadığımız gördüğümüz semboller, şekiller veya olaylardır. Durugörünün ilk kademelerinde gözlerimizi kapadığımızda renk ve enerji tayfları görmeye başlarız. Daha sonra bu yetimiz geliştikçe yerini sembolik ifadelere (mesela bir kelebek, bir şömine veya bir yarasa gibi) bırakmakta, daha da ilerledikçe artık olaylar, yerler net olarak görülebilmektedir.

Durugörü yetimiz geliştiğinde vizyon almanın dışında, enerji alanları (auralar) görülebilmekte, rüyalar netleşmekte ve haberci rüya sayısı artmaktadır. Öte yandan normal gözün göremediği frekanstaki varlıkları durugörüyle görmek mümkündür. Alın çakrasıyla doğrudan bağlantısı vardır.

Uzaktan görme ve gezici durugörü tanımları da yine durugörü içerisinde yer alır. Mesafe olmaksızın, uzakta ki bir yeri oradaymış gibi görme yetisi olarak tanımlanır. Özellikle ABD istihbaratının bunun üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta olduğu bilinmektedir.

Duruişiti:

Durugörüde alınan bilgi ve semboller nasıl görselse, duruişitie de alınan ruhsal bilgi işitseldir. Bu yeti gelişmeye başladığında önce kulakta çınlamalar olmakta sonra uğuldamalar artmakta ve ardından sesler duyulmaktadır. Bu yetinin gelişmesiyle uzaktan sesler alınabilmekte, rehber varlıklar duyulabilmektedir. Pek yaygın olmayan bu yeti özellikle işitsel yönü kuvvetli insanlarda mevcuttur. Ayrıca normal kulakların duyamadığı frekanstaki bazı varlıkların seslerini bu yolla duymak mümkündür. Kulak çakralarıyla bağlantısı vardır.

Durubiliş:

Durubiliş, ani alınan bilgilerdir. Durugörü ve duruişiti de görsel ve işitsel olarak alınan bilgiler, durubilişte aniden bilgi şeklinde alınmaktadır. Bunu yapan kişilerin genel tabirleri şudur “Nasıl bilmiyorum ama sadece biliyorum.” Bu da duruişiti gibi pek yaygın olmamakla beraber özellikle zihinsel kişilerde sık olmaktadır. Bazı yazılan önemli ve değerli eserlerin bu yolla yazıldığı öne sürülmektedir. Taç çakrayla bağlantısı vardır.

Durusezi:

Halk arasında kalp gözü diye bilinen olguludur. Olacak bir olayı ya da olmuş olanı hissetmektir. Kişi nedenini bilmediği şeyleri hissetmeye başlar. Bazen bu hisler aniden beliren duygular şeklindedir. Bu seziler diğerlerine göre daha yaygındır. Kalp çakrasıyla bağlantısı vardır.

 

Bu dört iletişim veya bilgi yolu genel olarak herkes tarafından kullanılır. Ama hepimizde bir tanesi daha çok baskındır. Dört yol, rehberlerimizle iletişim için ve bazı öngörüler için kullanılmaktadır. Buna örnek olarak arabayla gittiğimizi farz edelim ve yol ayrımına giriyoruz. Sola dönersek kaza geçirme ihtimalimiz var ve bu kazayı geçirmememiz gerekiyor. Durugörüye sahip olan kişi ani bir vizyonla ya da bir önce ki gece rüyası vasıtasıyla sola dönerse kaza yapabileceği haberini alır. Duruişitiye sahip kişi bir anda “Solda kaza var.” Diye bir fısıltı duyabilir ya da o anda çalan şarkıda kulağı sürekli kazayla olan nakarata takılarak, mesajı bu şekilde algılayabilir. Durubilişe sahip olan kişi, ani bir bilgiyle solda kaza yapacağını ve sağa dönmesi gerektiğini bilir. Bunu nasıl bildiğini bilmese de, bu bilginin doğru olduğuna emindir. Duruseziye sahip bir kişi ise sola dönerse kötü bir şeylerin olacağını hisseder, sola dönmeyi düşündüğünde içine sıkıntı oturur ve bu yüzden sola dönmekten vazgeçer. Bu dört yol günlük hayatımızda yönlendirilebilmemiz, rehberlerimiz tarafından mesaj verilmesi için kullanılan önemli iletişim yollarıdır. Özel tekniklerle bu kanallar temizlenerek hepsi eşit dengede kullanılabilir.