İstanbulun Gizemli Yeraltı Delhizleri
Nice efsanelere ev sahipliği yapan İstanbul’un kiliseleri, camileri ve saraylarını yeraltından birbirlerine bağlayan gizemli dehlizlerine bir yolculuk
İstanbul’un Altında Bir Bilinmez Şehir
İstanbul’da kiliselerin, camilerin ve sarayların altında 1600 1700 yıllık sarnıçlar bulunuyor. Kentin su ihtiyacının karşılanması için inşa edilen sarnıçlar tarih boyunca şehzadelerin, cariyelerin gizli kaçışlarına sahne oldu. Bu gizli yollar kimi zaman da casuslar tarafından kullanılmıştı.
Bizans Dönemi: Topkapı Sarayı’nın Altındaki Gizemli Mumyalar
Topkapı Sarayı inşa edilmeden önce sarayın yerinde bulunan akropol zamanlarından kalma bir yeraltı bölmesi vardır. İnşa edilen Topkapı Sarayı’nın mutfaklarının altına denk gelen bu bölmeye buzhane deniyor ve içinde mumyalar bulunuyor. Bu bölmede kaçak ve suçluların saklandığına da inanılıyor. Topkapı Sarayı’nın mutfaklarının altında bulunan bu bölme halen gizli ve kapalı durumda. Bölmenin içindeki mumyalar da dokunulmadan muhafaza ediliyor. Mutfakların altındaki bu bölme, günümüze kadar dokunulmadan muhafaza edilmiş nadir yerlerden.
Bizans Dönemi: Balat’ı Kocamustafapaşa’ya Bağlayan Yeraltı Tünelleri
Balat’taki su yolları ve dehlizlerin Kocamustafapaşa civarındaki dehlizlerle birleştiği ve bu kollardan kiminin denize, kiminin zindanlara açıldığı sanılıyor. Bu dehlizlerin savaş dönemlerinde imparatorlar ve komutanlar tarafından kaçmak için kullandığına inanılıyor.
1500’ler :Topkapı Sarayı’ndaki Cinler
Haremin gizli bir bölümünde “Cinlerin Meşveret Yeri” olarak adlandırılan bir oda, harem sakinlerinde ürperti uyandırıyordu. Bu odada cinlerin meşk ettiğine inanılıyor ve odadan içeri girenleri çarptıkları söyleniyordu. Olayın aslı ise çok başkaydı. Bu yasaklı odada kadın efendilere ait takılar ve cevahir saklanırdı. Cinlerle ilgili söylentinin yayılmasının nedeni ise bu değerli eşyaların güvenliğini sağlamaktı. Bu bölümler halen kapalı durumdadır. Bu meşveret yerlerinin benzerleri şehzadeler için de hazırlanmıştı. Küçük şehzadelerin bulunmasını ve tahta çıkmasını önlemek için hurafeler uydurulurdu. Bu tür meşveret yerleri, sarayda dönen gizli saklı işler için de uygundu. Bu yerlerde kaçak işlerin döndüğüne dair de şüpheler vardır.
1639:Vaftizhane’de Yatan Başsız Padişah
Ayasofya’nın vaftizhane bölümünde bulunan gizli bir odasında Sultan I. Mustafa ve Sultan İbrahim’in yan yana mezarları bulunmaktadır. Ziyarete kapalı olan bu mekânda bir dönem yapılan özel bir incelemede iki kez tahta çıkan I. Mustafa’nın kafatasının kayıp olduğu anlaşıldı. Yeraltından dehlizlerle de ulaşılabilen bu odanın, hırsızların hedefi olduğu düşünüldü ve bir daha açılmamak üzere kapatıldı.
1761 – 1808: III. Selim Dönemi
III. Selim’in özel izniyle Topkapı Sarayı’nı köşe bucak inceleyip resmeden Danimarkalı mimar Melling (Hatice Sultan’ın sevgilisi), o dönemde pekçok gizli odaya ulaşır. Melling’in ulaştığı gizli odalardan biri de “Cariye hazinesi” de denilen cariyelerin tutulduğu bölümdür. Bu bölümde tutulan cariyelerden siyahi olanlar hizmetli, Çerkes vb. olanlar ise yataklık olarak satılıyordu. Şirvan denilen, katlara bölünmüş bu kemerli odada cariyeler sıkıntılı günler geçiriyor ve sıkıntılarını duvarlara yazdıkları mesajlarla anlatıyorlardı. Oldukça ilginç mesajlara rastlanan bu bölümün duvarlarından elde edilen ipuçları, cariyelerin bazılarının mesajlarına karşılık bulduğunu gösteriyor.
Osmanlı Dönemi:Eminönü’nü Baştan Başa Dolanan Sarnıçlar
Eminönü bölgesinin neredeyse tamamı Zeyrek ve Şerefiye gibi çok büyük sarnıçlarla kaplıdır. Bizans döneminden kalan bu sarnıçlardan su taşımak amacıyla inşa edilen dehlizlerden, prens ve prenseslerin kaçırıldığı, casusların gelip giderek devlet sırları taşıdığı ve asilerle suçluların silah kaçakçılığı yaptığına inanılmaktadır. Eminönü bölgesinin neredeyse tamamı Zeyrek ve Şerefiye gibi çok büyük sarnıçlarla kaplıdır.
Osmanlı Dönemi:Dehlizlerden Halkın Arasına Tedbil-i Kıyafet
Sultanahmet’teki Hipodrom Meydanı’nın altında da dehlizler bulunmaktadır. Bu dehlizlerde derviş ve keşişlerin çilehaneleri bulunur. Bir rivayete göre sultanlardan biri bu çilehane dehlizlerini tebdili kıyafetle keşiş kılığında gezip halkın arasına karışmak için kullanırmış.