Aynalar Cinler ve Ruhlar İçin Geçit Kapısı mı?

Ayna, ışığın %100’e yakın bir kısmını düzgün olarak yansıtan cilalı yüzeydir. Metal yüzeylerin parlatılmasıyla ilk ayna elde edilmiştir. Daha sonra ise, cam levhaların bir yüzeyi cıva amalgamları ile kaplanarak aynalar elde edilmiştir. Günümüzde ise genellikle cam levhaların bir yüzü, ince bir gümüş tabakası ile sırlanarak elde edilir. Bazen gümüş yerine alüminyum, altın, hatta platin dahi kullanılır. Alüminyum sırlı aynalar, dalga boyu 0,4 mikrondan küçük olan morötesi ışınları da yansıtırlar. Aynalar düz, küresel ve parabolik diye ayrılırlar, küresel aynalar da çukur ve tümsek ayna olarak iki çeşittir.

İlk aynaların kullanılışı eski Mısır devirlerine rastlar. Bunlar pirinç, bronz, gümüş hatta altın gibi metallerden yapılmış ve çok iyi parlatılmış yüzeylerdi ve de tabii ki kırılmaları mümkün değildi. Bu devirde de bu parlak yüzeylerden yansıyan görüntünün o insanın ruhunun bir yansıması olduğuna inanılıyordu. Sonraları buna vampirlerin ruhları olmadığından bu parlak yüzeylerde görüntülerinin de yansımadığı inancı ilave edildi. Cam kapların yapılmaya başlanılmasından sonra da, içindeki sudan yansıyan görüntünün ruhun bir yansıması olduğu inancı devam etti ama camlar kırılabiliyordu ve o zaman da içinde bulunan ruhun bir parçası vücudu terk ediyordu. işte bu yüzden ayna kırıldıktan sonra ancak yeni beden oluşana kadar kötülük sürecekti.

Birinci yüzyılda Romalılar bu uğursuzluğun süresini 7 yıla çıkardılar Romalılar hayatın her yedi senede bir kendini yenilediğine inanıyorlardı. Camın kırılması sonucu ruh ve dolayısıyla insanın sağlığı tahrip olduğundan, vücudun kendini yenileyerek, sağlığına kavuşması için yedi yıl geçmesi gerekiyordu.

Halk ağzında pek çok yörede aynaya göz kelimesinden türetilmiş olan gözgü adı verilir. Gözgeç, güzgü, közgeç, közgö, közgü, küzgü de denir. Aynalar halk inancının dikkatini çekmiş cisimler olup farklı anlamlar yüklenmiştir. Ayna bu Dünya ile Öteki arasındaki sınırı sembolize eder. Ruhlar âlemine açılan bir pencere gibi algılanır. Şaman, aynaya bakarak gelecekten haber verir veya kendi ruhunu görebilir. Gözle görünmeyen varlıkları gösterir. Erlik Han, yanında bir ayna gezdirir ve buna baktığında insanların işledikleri tüm günahları görür. Gece aynaya bakmak, uğursuzluk getireceği düşüncesiyle hoş karşılanmaz. Yatak odalarındaki aynaların üzerleri kullanılmadığı zamanlarda örtülmelidir ki ruh içinde kalmasın. Ölen bir insanın evindeki aynaların da üzerleri örtülmelidir ki ruh gökyüzüne doğru olan yolculuğunda bir engelle karşılaşmasın.

Bazı şamanların anormal güçleri olan aynaları vardır. Gömülen cenazelerin üzerine ters bir ayna bırakmak eski bir Türk geleneği olup bu geleneği Anadolu’da uygulamaya devam eden yöreler vardır. Görme fiili ve görüntülerin Türk kültüründe farklı bir önemi vardır. Görüntü gerçeğin en önemli parçası kabul edilir. Bu nedenle geriye dönüp bakma yasağı veya kimseye bakmama yasağı şeklinde efsane motifleri vardır. İmtihandan geçen kahraman, bu yasağa uymazsa taşa dönüşür, taş kesilir. Geriye dönüldüğünde tıpkı aynada olduğu gibi bir yansıma idrakiyle ruhlar âlemine olumsuz bir yöneliş gerçekleşir.

Eskiden insanlar öteki dünyadaki yansımalarına bakmak için parlak yüzeylere, göllere ve havuzlara bakarlarmış. Baktıkları yerde dalgalanma veya titreşim olması felaket anlamına geliyordu.  Eski Mısır ve Yunan´da salt bu nedenle kırılmaz metal aynalar yapılıyordu, böylece öte yandaki görüntülerinin bozulmamasını garantiye alıyorlardı. Büyü sanatında ise ayna geçit veya geçiştir yani bir başka boyuta veya insan dışı varlıkların yaşadığı yere ayna ile geçilir ve onlar oradan bu tarafa geçebilirler. Ya ayna kırıldığında, bu tarafa geçmiş kötü bir varlık varsa? O zaman durum vahim olabilir zira geri dönemeyecek ve başınıza kalacaktır.

Masallarda sihirli aynalar gelecekten haber verir, uzak yerleri gösterir, insanlarla konuşur. Bunlar içinde belki de en çok bilineni pamuk prenses masalındaki cadı üvey annesinin sihirli aynasıdır. Onunla konuşuruz ve istediği bilgileri ondan alır . Bu bağlamda, aynaların ruhlar alemine ve diğer boyutlar için bir geçit olduğu pek çok eski kaynakta ve efsane belirttiği gibi çoğu inançta da bilinmektedir. Yüzlerce yıllık araştırmaları barındıran  ve  aynalar hakkında yazılan kitaplardan edindiğimiz  bilgilerin bazılarında şunlar belirtilmektedir.

Aynaların ruhlarını emme  yeteneği vardır. Bunu  önlemek için  ayna hasta ya da ölen bir kişinin yattığı odadan çıkarıldı. Bunun nedeni, o kişinin aynanın negatif gücü için savunmasız olduğuydu.

İnsanların  aynaya gece mum ışığında bakmaları iyi karşılanmaz. Bunun nedenini pek çok hüddam kitabı aynanın diğer tarafındaki cinlerin de sizleri net bir şekilde göreceği şekilde açıklarken . Aynı şekilde yabancı pek çok büyü kitabında da  ölen kişilerin ruhlarının ,hayaletlerin ve  iblislerin de sizi diğer taraftan göreceği inancıdır. Mum ışığında konsantre olup uzun süre karanlıkta aynaya bakmak, algınızın ve beyin frekansınızın diğer taraftaki varlıklarca hissedilip onlara çekeceği için tehlikelidir. Bununla birlikle pek çok kaynakta cin ve ruh çağırmak için bu ayna ve mum yöntemi kullanılır. Çok tehlikeli olan bu davet ritüelinde ise gelenin kim olacağı büyük bir muammadır.

Bir kişi bir odada uyurken karanlık saatlerde negatif ruhların veya cinlerin  saldırısına  karşı savunmasız olabilir. Bu yüzden odada ayna bulundurulmamalı , varsa da gece vakti üzeri örtülmeli  veya yüzünü duvara dönmüş olmalı. Gece kabusu olarak bilinen karabasan durumlarının en yoğun yaşandığı anlarda çoğunlukla bir ayna olduğu da  belirtilmektedir.

Bu gibi etkilerden ve bir portal gibi doğaüstü varlıklar tarafından kullanılan aynaların korkutucu yönünü  önlemek için, ayna sık sık farklı odalara  taşınmalıdır. Aynı pozisyonda uzun bir süre tutulan aynanın  yapılmış sağlam bir destek gibi manevi portalların  oluşmasına yol açtığı düşünülmektedir. İçinde barındırdığı gizemler ile boyutlararası geçit olarak da kullanıldığı söylenen aynalarda, gece geç vakitlerde yada karanlık saatlerde oluştuğu söylenen Cinler, ruhlar ve iblisler dışında,çoğu yerlerde geçen farklı görüntüler ve aktivitelerde mevcuttur . Bunlardan birkaçı ise şunlardır.

Gölge İnsanlar. Sık sık aynalar ile bağlantı kurduklarına  şahit olunmuştur. Tanıklar gölge benzeri insanların  aynalara yakın durduğunu, ama aynı zamanda onları aynanın içinde çekmek için istekli hareketler yaptıklarını söyler . Birkaç vaka da ise aynanın bulunduğu alanda soğuk yerler, boğuk sesler, ve nereden çıktığı belli olmayan şeffaf küreler görülmüştür. Bunların gerçekleştiği olayların bazılarında ise etrafta kötü ve sülfür kokusuna benzer kokunun yayıldığı  tarif edilmiştir.

Garip Sisler. Sisler sadece boş bir şekilde aynalarda  görülmez bazen içinde  daha fazla şeyleri barındırır . bu şekiller genellikle insansı bir formda olmaktadır. Aynaların içinde kitleler halinde hareket eden bu karanlık formları garip sisler gizlemektedir. Tanıklar tarafından bildirilen durumlarda bunların görüldüğü aynanın karşısındaki kişinin duyguları negatif olup  genellikle olumsuz bir doğası vardır. Buna yol açan aynadaki sisler ayrıca  Öfke, düşmanlık ve kötülüğü de içinde barındırmaktadır .Buna ek olarak, insanlar aynı zamanda aynanın olduğu yerde  soğuk noktalar, aynanın içinde  küreler, parlayan gözler, bağırışlar, sesler, ve poltergeist olaylarının oluştuğunu da  ifade etmişlerdir.

Yüzler. Bu muhtemelen insanlar tarafından aynalar  ile ilgili bildirilen en sık bulgudur. Aynada görülen yüzler çoğu zaman, tanıkları insanlara  ve yakın zamanda kaybettiklerine aitdir . Ama diğer varlıkların şeytani yüzlerinin görüldüğü de bildirilmiştir.

Ruh kapıları ve geçitleri  yeni bir kavram değildir ve yakın zamanlarda daha fazla işitilmeye başlanmıştır. Bu geçitleri temel düzeyde, manevi enerji ile diğer boyutlar için bir giriş ve çıkış noktası şekli olarak düşünülmektedir.

Geçiş Portallarının  Özellikleri İse Şunlardır

  • Bir portal, maneviyat alanlarını / boyutları çevreleyen enerji alanlarında bir delik veya pencere olarak düşünülür. Ruh gibi enerji varlıkları bu açıklıklardan fiziksel düzlemde kayabilir.

 

  • Olumsuz ruhlar genellikle portallardan gelir. Çünkü fiziksel düzleme en yakın astral tabaka negatif enerji ve varlıkların bulunduğu alandır. Bu nedenle bir pencere açıldığında, negatif enerjinin ilk önce geçmesi daha olasıdır.

 

  • Çoğu portalların hem fiziksel seviyeye girmek ve çıkmak için iki yönlü yol olduğuna inanılır.

 

  • Portalların yakınında paranormal aktivitenin çok yüksek seviyelerde olduğu iddia edilmektedir.

 

  • Konusunda uzman birçok kişi, portalların tüm Dünya’da bulunduğunu ve bazı sıcak noktalar olabileceğini düşünüyor.

 

  • Pek çok kişi, sadece manevî varlıkların portalları kullanmayacağını, aynı zamanda diğer boyutların varlıklarının ve uzaylılarını da kullanabileceğine inanıyor.

 

  • Tamamen pozitif olan özel fakat çok ender portallar da olduğu düşünülmektedir. Bunlar, manevi olarak ilerlemedikçe, alttaki astrallar veya boyutsal varlıklar geçiş yapamaz.

 

  • Bazı medyumlar ve maneviyatlarını geliştirenler, sadece portalları hissetmekle kalmaz, aynı zamanda onları kapatabilir ve açabilirler. Kaldı ki bizim kültür ve inancımızdaki pek çok evliyanın buna benzer, bir anda bir yerden başka bir yere gittiği ve aniden bir ortamda belirdiği gibi kerametler gösterdiği de bilinmektedir.

Birçoğu tarafından portallar ve girdaplar aynı şeydir. Ancak birçok parapsikolog ve araştırmacı, farklı olduğuna inanıyor. Bir girdap sadece saf bir enerji bandıdır, ne olumsuz ne de olumludur ve bir kapı değildir. Bununla birlikte, meditasyon ve diğer manevi çalışma için kullanılabilir. Tüm medyumlar ve paranormal araştırmacılar portalların var olduğuna inanmaktadır.  Antika aynalar bu konuda belli bir yere sahip oldukları gibi bulundukları ortamda paranormal aktivite ile ilgili birçok rapor vardır. Bu tür olayların daha karmaşık bir versiyonu Psychomanteum veya Hayalet panosu olarak adlandırılır. Bu, karanlık bir odada, izleyicinin ruhları görmesini ve hatta iletişim kurmasını sağlamak için belirli bir şekilde ayarlanmış bir dizi aynayla tamamlıyor.

Peki, aynalar, özellikle de cinler ve ruhlar için neden bu kadar cazip görünüyor ?

Benim naçizane teorime göre çoğu eski aynanın gümüş bir metal kaplaması vardır ve gümüş çok ilginç bir metaldir. Ayna da gümüş ile atomların ve orada bulunan elektronların sıkı dolaşmadığı görülür ,böylece elektronların hareket etmesine ve ışık dalgalarının yansımasına neden olan ışık dalgaları ile etkileşirler. İlginç bir şekilde, elektronlar görünür ve yavaş kızılötesi frekansların hızına uyabilir ve onları geri yansıtabilir; ancak ultraviyole ışık frekanslarında bu hızlıdır ve aynadan geçer. Bu aynaların büyük bir kısmında kullanılan gümüş için de geçerlidir. Çünkü gümüş  periyodik masadaki herhangi bir metalin en yüksek elektriksel ve ısıl iletkenliğine ve mevcut en büyük optik yansıma özelliğine sahiptir. Ayrıca, tüm metallerin en düşük temas direncini de içinde barındırır. Işık elektromanyetik bir alansa  ve gümüşün elektriksel olarak iletken olduğunu hatırlarsak  dalganın aynadan uzaklaşmasına neden olur. Ayrıca ruhların morötesi yüksek frekans aralığında bir elektromanyetik alanı olduğunu düşünmekteyim . Eğer durum buysa, bir aynanın gümüş arka iletkenliği bir kapı olarak cazip olur ve böylece daha yüksek UV frekanslarına kendilerini adapte edebilirlerse aynadan kolaylıkla geçebilirler. Bu elbette sadece basit bir teori fakat  ruhların ve cinlerin enerjiden oluştuğunu farz edersek  , tutulur tarafları olmakta.

Sonuçlar

Aynalardan başka, portalların fiziksel mekan içindeki giriş ,çıkış alanlarında var olduğu düşünülmektedir. Örneğin, kapı, pencere ve hatta dolap gibi yerlerde potansiyel olarak portal alanları vardır. Herhangi bir paranormal fenomende olduğu gibi bu durumlarda da bilinmeyen ,paranormal olaylara tam olarak bir cevap vermek  zordur. Ancak, kesin olan bir şey varsa oda aynaların psişik fenomenlerde  rol oynamaya devam edeceğidir. Aynaya her baktığımızda, eğer içimizi bir ürperti kaplıyorsa o anda  kendi görüntümüzün arkasında kimin ya da neyin bize bakmakta olduğunu asla bilemeyiz .

Kaynakça :

History of Mirrors Dating Back 8000 Years, Jay M. Enoch, School of Optometry, University of California at Berkeley

The National Museum of Science and Technology, Stockholm Archived 3 July 2009 at the Wayback Machine.

“Chinavoc.com”. Chinavoc.com. Retrieved 2014-06-03.

Google Books Search, by Joseph Needham, Gwei-djen Lu, Science and civilisation in China, Volume 5, page 238

Books Search, Albert Allis, The Scientific American cyclopedia of formulas, page 89

The Mirror: A History by Sabine Melchoir-Bonnet – Routledge 2011 Page 11–13

Kirby, R.S. (1804). “The Hammersmith Ghosts”. Kirby’s Wonderful and Scientific Museum. pp. 65–79.

Hole, pp. 150–163

Cohen, Daniel (1984). The encyclopedia of ghosts. Dodd, Mead. p. 8. ISBN 978-0-396-08308-5.

Mario Bunge. Philosophy of Science: From Problem to Theory. Transaction Publishers; 1998. ISBN 978-1-4128-2423-1. p. 178–.

Nickell, Joe. “Scientific Investigation vs. Ghost Hunters”. CSI. Committee for Skeptical Iquiry. Retrieved 21 March 2017.

Brian Regal (15 October 2009). Pseudoscience: A Critical Encyclopedia: A Critical Encyclopedia. ABC-CLIO. pp. 77–. ISBN 978-0-313-35508-0..

Mencken, H. L. (1936, repr. 1980). The American Language: An Inquiry into the Development of English in the United States (4th edition). New York: Knopf, p. 108.

    1. Esvet Özer 11 Eylül 2017
      • Sezar 25 Şubat 2019
    2. Gökhan 8 Mart 2018
    3. Allahın kulu 27 Ocak 2019
    4. Beko 25 Ocak 2021
    5. Suna 22 Mart 2021
    6. Eivrei 9 Kasım 2021

    Leave Comments