Mısır Piramitleri’nin Sırları

Medeniyetlerin ilkelden gelişmeye doğru gittikleri iddiası tarihe uygulanan bir safsatadır. Tarihi belge, bulgu ve deliller ön yargılar terk edilerek incelendiğin de karşımıza ileri teknolojiler kullanan medeniyetler çıkmaktadır. Antik Mısır, Sümerler, Mayalar ve Babilliler’den kalan izler elektrik, elektrokimya, eloktro manyetik, astroloji meturoloji, hidrojeoloji, tıp, fizik, kimya gibi bilim dallarının gelişmiş ölçüde kullanıldığına işaret eder.

Örneğin eski mısırda elektrik verimli şekilde üretilebiliyor ve verimli çapta kullanılıyordu. Bağdat pili ve ilk ark lambaları o dönemde kullanılmıştır. Peki eski mısırda elektriğin üretimi bununla sınırlımıydı? Mısır tarihi iyice incelendiğinde aydınlatmadaki mükemmellik hemen göze çarpar. İçerisinde binlerce saat uğraşılarak çizimler yapılan yazılar yazılan piramitlerde ve kral mezarlarında hiçbir is kalıntısına rastlanmamıştır. Sebebi ise bu bölgelerin ark lambaları yardımı ile elektrik kullanılarak aydınlatılmış olmasıdır. Rölyeflerde gördüğünüz gibi mısırlılar yanan ve elde taşınan bir ışık kaynağı kullanmışlardır. Bu lambalar Nikola Tesla’nın da kullandığı gibi alternatif akım ile çalışmaktaydı. İskenderiye fenerinde kullanılan devasa ark lambası da antik Mısır da kullanılan elektriğin bir başka açık delilidir. 24 saat aydınlık olan İskenderiye fenerine gereken enerji ancak düzeli elektrik kaynağı ile sağlanabilirdi. Peki bu elektriği nasıl elde ediyorlardı? Büyük piramitin dışı bir jiletin bile arasından geçemeyeceği kadar sıkı şekilde beyaz kireç taşıyla kaplanmıştır. Beyaz kireç taşı magnezyum içermez ve yüksek derecede yalıtkan özelliğe sahiptir. Bu özelliğe dolayısıyla piramitin içerisindeki elektrik kontrolsüz şekilde dışarıya yayılmaz Piramidin içerisinde kullanılan taş bloklar ise elektriği maksimum iletme özelliğine sahip kristal ve az miktarda da metal içeren bir başka tür kireç taşından yapılmıştır. Piramitin içerisindeki tüneller ise granit ile kaplanmıştır. Oldukça İletken bir taş olan granit eser miktarda radyoaktif bir maddedir. Ve tünellerin içerisindeki havanın iyonize olmasını sağlar. Yalıtkan bir elektrik kablosunu incelediğimizde iletken ve yalıtkan maddelerin piramitlerde olduğu gibi aynı sırayla kullanıldığını görürüz. Piramitin iletken ve yalıtkan yapısı muhteşem bir mühendislik örneğidir. Ancak elektriğin üretimi için bir enerji kaynağına ihtiyaç vardır. Piramitlerin üzerinde bulunduğu gize vadisi yer altı su kanallarıyla kaplıdır. Bu durum bölgenin 2015 yılında çekilen yer altı röntgeniyle de açık şekilde ortaya koyulmuştur. Piramitler arası su ile dolu olan bir kireç taşı kayacının üzerinde yükselir. Yer altı sularını yüzeye taşırken elektriği de yukarılara ileten bu kayaç katmanlarına akifer denir. Akiferler den geçen Nil nehrinin yüksek devirli suyu elektirik akımı üretir. Buna füzyo elektrik ismi verilir. Piramitin yer altı odaları bu füzyo elektrik yüklü kayacın içerisine yapılmış granit iletkenlerdir. Bu elektrik akımı piramidin granit ile kaplı yer altı odalarından üst bölümlerine doğru iletilir. Piramitin zemininde doğal olarak bulunan elektromanyetik alan bu yolla konsantre şekilde piramitin üst katmanlarına doğru iletilir. Piramitin en tepesinde yüksek iletkenliği ile bilinen altın bir bölüm bulunur. Bu bölüm günümüzde yerinde bulunmamaktadır.

Bu nedenle piramitin tepesi kusursuz geometrik şeklini kaybetmiştir. Bu altın bölüm negatif iyonların iyonosfere iletilmesinde etkili bir rol oynar. İşte bu şekilde bir elektrik akımı oluşturulmuş olur. Peki bir akifer yardımı ile elektromanyetik alanı yer yüzüne iletmek ne işe yarar? Mısırda 5000 yıl önce kullanılan bu teknolojiyi iyice inceleyen elektriğin mucidi olarak bilinen Nicola Tesla 1900 lerin başında kendi inşa ettiği meşhur Worden Clif kulesinde uygulamıştır. Alternatif akım, radyo, radar, lazer gibi önemli teknolojilerin mucidi olan Tesla 1901 – 1917 yılları arasında, inşasını tamamladığı kuleden ses ve görüntüleri eş zamanlı olarak kıtalar arasına aktarırken dışarıdan hiçbir elektrik kaynağı kullanmamış hatta kablosuz enerji aktarımı teknolojisini uygulamıştır. Tesla kuleyi bir akiferin üzerine inşa ederek akiferin negatif iyonlarını kuleye aktarmıştı. Piramitlerle Tesla’nın kulesi aynı mantık üzerine çalışır ve ikisi de kabloya ihtiyaç duymadan elektriği aktarabilen sistemlerdir. Antik Mısır da dokumada kullanılan ipliklerin inceliği, günümüzde makine ile dokunan ipek kumaşlar ayarındadır. Mısırlıların dokuma tesislerinde de elektrik enerjisi kullanılmıştır. Antik Mısır’dan kalma bir çok altın eşyanın aslında çok ince altın kaplama olduğu bilinmektedir. Ancak bu denli mükemmel kaplamalar yapabilmek için mutlak suretle elektriğe ihtiyaç vardır. Büyük piramitin etrafında yapılan elektromanyetik ölçümlerin toplamı dünyanın her han gibi bir yerinde yıldırımlarla dolu bir fırtına da yapılan ölçümle aşşa yukarı aynıdır. Piramidin çevresinde yüksek elektromanyetik alan bulunmaktadır. Bunu basit bir deneyle de anlamak mümkündür. Piramitin tepesinde ıslak bezle sarılmış bir şişeyle durduğunuzda. Yüksek bir voltaj bobininin üzerinde durmuşsunuz gibi şişeden kıvılcımlar çıkar. Bugüne kadar piramitlerin firavun mezarları olduğuna dair pek çok söylenti vardır. Ancak büyük piramitin koridorlarında hiçbir süsleme veya yazı bulunmamaktadır. Bu yapı bir anıttan daha çok işlevsel bir binayı andırır. Arkeologlar piramitin kral odası olarak adlandırdıkları merkez odasında boş bir taş sandık buldular. Bu taş sandığın içerisinde bir zamanlar firavunun tabutunun olduğu ancak çalındığı için boş olduğu iddia edildi. Ancak taş sandığın boyutlarına ve yerleştirildiği özel nokta dikkate alındığında başka bir gerçek ortaya çıkar. Burası piramitin özel iletken yapısında ve geri kalan tüm tasarımında eksik kalan bir maddenin olması gereken bir noktadır. Burada bir süper iletken madde olduğu takdir de piramit tüm Mısır’a yetecek kadar elektrik üretebilir. Antik zamanlarda Mısır da olduğu bilinen boyutları da tam bu taş sandığa sığacak kadar olan bu madde kutsal ahit sandığıdır. Musa peygamber firavun tarafından evlat edinilmiş aklı ve yetenekleri sebebi ile mısırda yönetici olarak yetiştirilmişti.

Antik Mısırda ki yöneticilik aşamalarından bir tanesi de Mısır’ın gizli sırlarının öğretilmesidir. Bir çok kaynakta ahit sandığının dokunanları çarpan bir kapasitör olduğu bildirilmektedir. Musa peygamberin mısırdan çıkarken ahit sandığını da yanına aldığı bilinmektedir. Kaynakları göre firavunun ne pahasına olursa olsun HZ Musa’yı yakalamaya çalışmasının sebeplerinden biriside ahit sandığıdır. Çünkü firavun mısırın sahip olduğu tüm zenginlik ve ihtişamın elektrik enerjisi olmazsa yok olacağının bilincindeydi. Tarihi kayıtlara göre Musa peygamberin Mısır’dan kaçışının ardından medeniyet tamamen çökmüş hatta gize terk edilmiştir. O döneme kadar medeniyetin merkezi olan bu şehir uzun yıllar boş kalmıştır.

Kaynak: Kült TV https://www.youtube.com/channel/UCAG5HALf4Y2G24ytrlgPocQ

  • Leave Comments