Yunanistan’daki Yangın Lazer Silahı İle Mi Çıkartıldı?

Geçtiğimiz günlerde komşumuz Yunanistan, başkenti Atina yakınlarında çıkan büyük orman yangınları ile büyük bir felaket atlattı. Yunanistan’da yaşanan yangın faciasının yaraları sarılmaya çalışılırken, yangın bölgesindeki Pendelli’nin Belediye Başkanı Dimitris Stergiyu, 91 kişinin ölümüne ve 150’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan yangının, Pendelli bölgesideki Dau dağında Yunan Elektrik Teşkilatına (DEH) ait enerji hatlarının kopması sonucunda çıktığını söyledi.

Stergiyu, özel bir radyoya yaptığı açıklamada, yangın başladığında Pendelli Dağı’na ilk giden kişinin kendisi olduğunu belirterek, “Orada, kopmuş halde yerde DEH’ye ait elektrik kabloları gördüm. İnanıyorum ki, yangın oradan başladı” dedi.Yangının kısa sürede çevreye yayıldığını anlatan Stergiyu, “Yangın adeta bir atom bombası gibi patladı. İlk önce alevlerin Dionisos bölgesine doğru ilerleyeceğini tahmin ettik. Ancak, rüzgar nedeniyle yön değiştirdiğinde artık kontrol edilmesi mümkün değildi” ifadelerini kullandı.

Fakat Kamu Düzeni ve Vatandaşı Koruma Bakanı Nikos Kostas, yangınların kasten çıkarılmış olabileceğini söyledi. Nikos Kostas bu yönde “ciddi belirtiler” olduğunu açıkladı, yangınlarla ilgili olarak soruşturma açıldığını duyurdu. BBC’ye konuşan Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos ise yangın bölgesinde yaşayanların kaçak yapılaşma yüzünden felaketin büyümesine yol açtığını söyledi.

Afetle ilgili soruşturma sürerken uzmanlar ise yangınların muhtemel sebeplerine ilişkin olarak az yağışla gelen kuru havalara işaret ediyor. Kış aylarında yağış oranının beklenenden düşük olmasıyla yeraltı su kaynakları yetersiz kaldı ve 2017 yazındaki yüksek sıcaklıklarla bitki örtüsü tam olarak dengesini sağlayamadı. Bunun sonucunda da, bazı bölgelerde hava sıcaklığının 40 dereceyi bulmasıyla yaşanan kuraklık orman yangınlarını da tetikledi söylendi.

Uzmanlar, Yunanistan’da son iki yılda meydana gelen yangınların iklim değişikliğiyle tekrarlanabileceği uyarısında bulunuyor. Yani ortaya çıkan bu felaketin sebebinin yıllarca süren ihmallerin, dikkatsizliklerin ve siyasi alışverişlerin” yol açtığı vurgulanmıştı. Ama gerçek tam olarak bu muydu?

Tabi bununla beraber pek çok komplo teorisi de ortaya atılmaya başlandı. Atina’da yayımlanan Eleftheri Ora gazetesi Türk ajanların, Rus teknolojisini kullanarak 8 Türk askerin saklandığı Mati bölgesini ateşe verdiği yönünde senaryolar yazdı.

Fakat bunlar çok derin düşünüldüğünde ABD ve NATO’nun, Türkiye’nin Rusya’ya “yaklaşımı” nedeniyle “büyük sorun yaşadığı bu günlerde Tüm bu toplu katliamı, Türkiye’yi, ‘dost’ Rusya’dan ödünç alınan teknolojiyle kundaklayıcı olarak suçlamak ve hedef göstermek en çok Amerika’nın işine gelmekteydi. Ülkeleri iç karışıklığa ve çoğu kez iç savaşa sürükleyen gizli derin devlet politikaları ile tabiri caizse bir taşla birkaç kuş vurmuşlardı.

Şimdi yangında ortaya çıkan görüntülerden ilerleyerek, bu konuya yakından bakalım. Yayınlanan pek çok resimde ve video görüntülerinde doğru görünmeyen unsurlar bulunmakta.

Arabaların üzerinden kızarmış Motor blokları -alüminyum alaşım jantların tamamen bir sıvı gibi erimeleri, binaları, asfaltları, ağaçları saran bu korkunç yangının sokaklarla kaynaşmış durumunda sadece birkaç blok uzakta hiç zarar görmemiş bölgeler bu durumun normal yada sıradan bir yangın olamayacağını göstermekte.

alüminyum alaşım jantlar, etraflarında bu derece yüksek ısıya maruz kalındığını gösteren bir durum olmadan ve herhangi bir şeyden etkilenmeden caddeye erimek için yeterli ısıyı nereden buldu?

Aşağıdaki resimde sağ üstteki Volswagen’a bakın. Ön yolcu lastiğinin sokağa eridiğine dikkat edin, ancak aracın geri kalanı sağlam. Ayrıca aracın çaprazındaki 1 metre önündeki araç tamamen yanmış halde, buna rağmen yangın wosvagenin sadece tek bir noktasından erittiğini düşünmek mantıklı gelmiyor. Peki önündeki araçlar ve çevresindeki ağaçlar kömür olacak kadar ateşe maruz kalıp yansa da ahşap elektrik direkleri nasıl yanmaz? Bu arabaların her tarafındaki el değmemiş yapraklara ve dallara bakın hiçbiri yanmamış sanki düz bir nokta üzerinde ilerlemiş gibi. Soldaki işaret tabelası hala ayakta duruyor, ancak erimek için çok daha az ısıya ihtiyaç duyan malzemeden yapılmış olsa da, etrafındaki yüksek ısıda eriyen objelerin içinde sağlam görünüyor.

Bu resim de ? Yine alüminyum alaşımlı jantlar yangında erimiş, ancak doğrudan yangın üzerindeki bayrak ve ahşap kirişler sağlam kalıyor?

Bu resimde arabanın ön camının tamamen eridiğini görüyoruz. Oysa cam bileşimine bağlı olarak, 1425-1600 ° C (2600-2900 ° F) erir. En aşırı durumlardaki orman yangınlarının bile 1200 ° C (2,192 ° F) sıcaklığa ulaştığı bildirilmiştir. Yani aradaki neredeyse 225  ° C lik muazzam sıcaklık nereden gelmiştir?

Alevlerin, yüzlerce metre yukarı konsantre ve lekeli biçimde ulaştığı bildirildi. Bunlar, sıcak havalarda ortaya çıkan ve rüzgarla ormanlık alanlarda beslenen doğal bir orman yangınının özellikleri değildi. Bu, son derece merkezi ve yoğunlaşmış alanlarda camların ve alüminyum alaşım jantların eridiği, çevredeki binaların ve bitki örtüsünün bozulmadan kaldığı bir yangındı.

 Asıl ilginç olan şey, eşzamanlı 15 orman yangınının, aynı zamanda Yunanistan’ın başkenti Atina’dan uzak 3 farklı alanda başlamasıdır. Bu yüzden, Yunan yetkililer bunun şüpheli bir durum olabileceğini düşünüyorlardı. Bunların doğal yangınlar olmaması mümkündü ve onlarda yardım istemek için ABD’li yetkililerle görüştüler.

Peki görülen izler dahilinde bu yangınlara ne sebep olmuş olabilir?

ABD NASA’nın lazer uyduları aracılığıyla MASER ışınları kullanarak bu yangını çıkarmış olabilir. Söz konusu uyduların ve masers ışınlarının daha öncede deney amaçlı pek çok kez kullanıldığı bilinmekte. Maser, atomların, dışarıdan uyarılması neticesinde dışarıya salınan radyasyon yardımı ile elde edilen, genliği yükseltilmiş elektromanyetik dalgalardır. Maser, önceleri ilk maserin mikrodalga frekansında çalışması imkanı sunsa da Bugün işitme frekansından itibaren görünen ve morötesi frekanslı elektromanyetik bölgelerde dahi aynı prensip tatbik edilmektedir.

Maserin kullanıldığı en önemli saha ise haberleşmedir. Haberleşmede karşılaşılan en büyük sıkıntı haberleşme kanallarının sınırlandırılmış olmasıdır. Böyle bir haberleşme trafiğinde yayınların birbirine müdahale etmemesi için, mikrodalga yani yüksek frekans kullanılması gerekir. Maser bu tür haberleşme için çok uygundur. Fakat son zamanlarda ABD savunma bakanlığı ve gizli askeri birimlerin talimatı ile bazı değişimler geçirerek küresel bir silah halini almıştır. Böylece asmosfer dışındaki uydulardan istenilen noktalara yüksek derecede mikrodalga frekansı gönderilip yangın ve çeşitli afetler oluşturulabilmektedir. Ne ilginçtir ki geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Uzaydan Gelen Fırtına” isimli film tamda bu konuyu işlemektedir.

Yönlendirilmiş Enerji Silahları (DEW)

“DEW (Yönlendirilmiş Enerji Silahları) deyince, elektromanyetik enerji, atom ve atomaltı moleküllerden elde edilen ışınları temel alan silahlardır. Lazer silahı olarak bilinenleri, karaya konuşlu araçlarda, uçaklarda ve hatta uzaya konuşlu ünitelerde kullanılabilmektedir. Son 20 yılda, ordu ve sanayideki ortakları lazerleri ve diğer yönlendirilmiş enerji silahlarının nasıl üretileceğini keşfettiler. Cihazlar genellikle tehlikeli kimyasal lazerlerden daha güvenilir katı hal lazerlerine dönüştü. Güç düzinelerce wattdan düzinelerce kile kadar büyüdü.

Fakat yönlendirilen enerji silahlarının gerçek olması için birçok pragmatik zorluk devam ediyordu. En büyük sorunlardan biri uçağa monte edilmeden önce potansiyel bir lazerin büyüklüğü ve ağırlığı olmaktaydı. Hava Kuvvetleri, 2000’li yılların başında yönlendirilmiş bir enerji silahı geliştirdiğinde, bu o kadar büyüktü ki, onu tümüyle değiştirilmiş bir Boeing 747 ye monte etmek zorunda kaldılar.

Yine ABD savunma bakanlığı ve askeri birimleri Raytheon isimli bir helikopter üzerine monte edilmiş lazer silahının insansız bir hedefe karşı yapılan atış testlerinden başarı ile geçtiğini açıkladı. Test, üzerine lazer monte edilmiş Apache AH-64 helikopteri ile New Mexico’daki White Sands Füze Deney Atış Yerinde gerçekleşti. Bu deneyler, araştırmacıların lazer hedefleme teknolojisine titreşim, toz ve rotor dönüşleri için yardımcı olacaktı.

Lockheed Martin dünyanın en büyük silah, savunma teknolojileri üreten, satan ve pazarlayan şirketidir. Merkezi Bethesda, Maryland’de olmak üzere, dünya çapında 56 ülkede faaliyet göstermekte ve 150 bine yakın çalışanı vardır. 2015 yılında, Lockheed Martin, ABD Ordusu için Gelişmiş Yüksek Enerji Silahı ATHENA’yı denedi.

Şirketin yeni lazer silah sistemi ATHENA, genel tasarım prensipleri itibariyle daha önce yapılan ADAM sistemine benzese de, ciddi farklar var. En önemli farklardan biri, ADAM’ın hava savunması için geliştirilmiş, ATHENA’nın ise yüzey hedeflerine karşı tasarlanmıştı.

ATHENA’nın bir diğer farkı ise kullanılan lazer ışınının oluşturulmasında yatıyor. Sistemin lazer topuna birden fazla lazer üreteci güç veriyor. Tüm bu üreteçlerde oluşturulan ışınlar fiber optik bir yapıyla aynı merkezde odaklanıyor ve ortaya tek ve gayet güçlü bir lazer atımı çıkıyor.

ATHENA tarafından oluşturulan güçlü lazer ışını bir hedefleme bilgisayarı tarafından hedefe odaklanıyor. Sistemin son testlerinde yaklaşık 1,5 kilometre uzaktaki bir kamyonet hedef alınmış. Kısa sürede kamyonetin kaputunu delen lazer, motor bloğuna işleyerek aracı çalışamaz hale getirmiş. Test esnasında kamyonet sabit durumdaymış, ancak zaten bu testin amacı hedef takibini değil, lazer gücünü ölçmekmiş.

ABD de tesadüf üzerine bir cep telefonu kamerasına yansıyan görüntüde aracın kaputuna düşen bir ışık görülmekte, bu öyle büyük bir ısı yaratıyor ki aracın motorunu delip geçiyor ve araç içten içe tutuşmaya başlıyor. Bunun  nedeni anlaşılmazken yine başka bir görüntüde bir ağaç içinden kor halinde yanmaya başlıyor ve bunun içinde muazzam bir sıcaklık gerek. İki olayın nedeninin yanlış giden bir lazer deneyinin sonuca bağlamak yanlış olmaz sanırım.

Ayrıca bu saldırıya ABD tarafından HAARP sistemi aracılığıyla meteorolojik olarak desteklendiği ve saldırının 11 bofor kuvvetinde fırtına oluşturarak şiddetli rüzgarlar ile yağmur ve sele neden olduğu iddiası da bulunmakta.

Peki bu afet için hangi silah kullanıldı? Yoksa hepsi mi? Bunun bir lazer silah saldırısı olması muhtemel delillerden biride yangın esnasında çekilmiş bir resim. Bu resimde gökyüzünden bulutların içinden parlak kırmızı bir ışık geldiği ve bittiği noktada ise bir patlama görülmekte. Pek çok görgü tanıklarınca da desteklenen bu resimdeki kırmızı ışığın söz konusu silahlardan çıkması muhtemel. Dikkatle bakılınca bunun bir ışık kırılması, göz yanılması v.b olmadığı görülmekte çünkü ışık düz ve net bir hattan çıkmakta.

Aynı görüntünün benzeri 2014 de Gazze de çekildi, bunun da bir lazer silahı denemesi sırasında çekildiği söylenmekte.

Ve son olarak geçtiğimiz sene ABD’nin California eyaletinin güneyinde geçen hafta ormanlık alanda çıkan ve yaklaşık 930 kilometrekarelik alanda etkili yangında da benzer pek çok nokta bulunmakta. 6 ayrı yerden çıkan yangın toplamda yaklaşık 930 kilometre karelik alanı etkisi altına aldığı, bunun “modern California tarihinin en büyük beşinci orman yangını” olduğunu belirtildi. Santa Barbara şehri çevresinde etkili yangının bir gün içinde 200 kilometrekareden fazla alana yayıldığını ifade eden yetkililer, 5 bin bölge sakini için yeni tahliye talebinde bulunulduğunu bildirdi.

ABD’nin California Eyaleti Valisi Jerry Brown, eyalette süregelen kuraklığa ve küresel ısınma etkilerine bağlı olarak çıkan orman yangınlarının artık bölgenin “yeni normali” olduğu uyarısında bulunmuştu. Fakat yangın sonrasındaki görüntüler Yunanistan’da çıkan yangın ile benzerlik göstermekte. Yanıp kül olan merkez noktalar ve hemen dibinde biten yangın sonrası kararma bile olmamış bölgeler, duvarlar ve ağaçlar. Ve asıl ilginç olan bölge sakinlerinin söz konusu yangın esnasında gördüklerini söyledikleri gökyüzünden gelen kırmızı ışık. Peki Yunanistan’daki yangını ABD çıkardıysa  California yangınını kim çıkardı? Çok eski bir söz vardır, keskin bıçak en çok sahibini keser diye. Ateşle oynaması seven ABD pek çok benzer askeri denemeleri çığırından çıkarak felaketlere sebep olmuş, ama üzerlerini kapatacak birilerini daima bulmuştur.

  • Leave Comments