Beyin İle İlgili Gizemler

Beyin İle İlgili Gizemler

Öteden beri beynimizin sadece yüzde 10’luk bölümünü kullandığımız söylenir, kullanılmayan yüzde 90’lık kapasiteyle neler yapılabileceği ise merak edilir. Ama beyin MRI’ları teknolojisinde atılan adımlar, bu yaygın kanının efsane olduğunu ortaya koydu. İnsan beyni bildiğimiz evrendeki en karmaşık varlık. Onca bilimsel çalışmaya rağmen iki kulak arasına sıkışmış 1,5 kilogram ağırlığındaki bu kıvrım kıvrım organ, hala içinde birçok sır taşıyor. İşte beynimiz hakkında çok yaygın olan kimi efsaneler ve bazı bilgiler:

‘Beynimizin Sadece Yüzde 10’unu Kullanıyoruz’

Öteden beri insanların beyinlerinin sadece yüzde 10’luk bölümünü kullandığı söylenir ve geride kalan, kullanılmayan yüzde 90’lık kapasiteyle neler yapılabileceği merak edilir. Ama beyin MRI’ları teknolojisinde atılan adımlar, bu yaygın kanının efsane olduğunu ortaya koydu. Londra Üniversitesi Kognitif Bilim Enstitüsü’nden Prof. Sophie Scott, “yapılan işlevsel beyin görüntülemeleri, beyinde herhangi bir şekilde faaliyete geçmeyen pek az nokta olduğunu gösterdi bize” ifadesini kullanıyor. Yumruğumuzu sıkmak gibi basit bir iş için bile, beynimizin yüzde 10’undan fazlasını kullanmak zorundayız. İşlevsel beyin görüntülemeler, parmaklarımız ve avucumuzdaki kasların kasılmasıyla birlikte, beyindeki çok sayıda hücrenin anında harekete geçtiğini gösteriyor.

5453aabb4eb01 images

Sağ Ve Sol Lobun Güç Dengeleri

Anatomik olarak beyin sağ ve sol bölümler olarak ikiye bölünmüş halde. Ve bu iki bölüm bazı işleri aralarında paylaşıyorlar. Prof. Scott beynin sağ ve sol tarafları arasında gerçekten büyük farklılıklar olduğunu söylüyor; “ama bu, bir genelleme olarak söylendiğinde aynı şey kastedilmiyor” diyor. İnsanları kendi kendilerini geliştirme konusunda yönlendiren kitaplara ya da iş alanında yol gösteren kurslara bakarsanız, beynin iki bölümünün iki ayrı varlık olduğu gibi bir kanıya kapılıyorsunuz. Beynin sol kısmı, mantık ve akılcılığın egemen olduğu bölüm olarak gösteriliyor. Sağ tarafı ise sezgi ve yaratıcılık bölümü olarak tanımlanıyor.

Dolayısıyla eğer mantığınızı kullanan bir insansanız, beyninizin sol tarafını daha çok işletiyorsunuz demektir. Ama daha duygusalsanız ve sanata eğilimliyseniz beynin sağ tarafını kullananlardansınız. Yaygın efsaneye göre, beyninin her iki tarafını tam anlamıyla kullanmayı öğrenen insanlar daha başarılı oluyor, hayattan daha büyük tatmin elde ediyorlar. Prof. Scott ise, insanların, karşılarına çıkan sorunlar ve hayat karşısında farklı şekillerde düşündüklerini, ama bunun beyinlerindeki sağ ve sol bölümler arasındaki güç dengeleriyle hiçbir ilgisi olmadığını vurguluyor. “Bazı insanların görsel algılaması gerçekten çok iyidir. Bazılarının da işitsel algılaması. Bir bilgiyi alıp işleme ve kullanma şekillerimiz çok değişik oluyor. Ama bunu beynin mantıklı sol yanı ve yaratıcı sağ yanı şeklinde basitleştirmek, beynin çalışma şekli konusundaki saptamalarımıza uymuyor. Bir de bu, beynin bir yanını, diğer bölümünden daha fazla kullandığımız gibi bir izlenim doğuruyor ki, beyin aslında böyle çalışmıyor” diyor Prof. Sophie Scott. Dolayısıyla, beynin iki tarafı birbirleriyle sürekli iletişim halinde ve corpus callosum diye bilinen karmaşık bir sinir yumağı aracılığıyla işbirliği içinde çalışıyor. Yani Beynin İki Yarısı Birbirini Tamamlıyor Ve Birbiriyle Uyumlu Halde İşliyor.

110729-brain_000005809739xsmall.widec beyin-testi

‘Dolunayda İnsanların Anormal Davranışları Artar’

Dolunay, öteden beri geceleri yaşanan tuhaflıklarla ilişkilendirilir. Birçok inanışa göre, delilikle dolunay arasında bağlantı kurulur; insanlar dolunay zamanı kurda dönüşür ve dolunaylarda her türlü ürkütücü ve tatsız şey yaşanır. Ancak psikologlar ve istatistikçiler bu konuya eğildiklerinde, ayın, insan beyni ve davranışları üzerindeki etkileri hakkında o kadar da elle tutulur bir veriye ulaşamadılar. Daha da önemlisi, dolunay zamanlarıyla, saldırılar, tutuklamalar, intiharlar, kriz masalarına yapılan başvurular, psikiyatri kliniklerine yatırılmalar, zehirlenmeler ve trafik kazaları arasında herhangi bir ilişkiye de rastlamadılar.

Uzun bir araştırma listesi hazırlayan Eric Chudler, “bu konuda birçok araştırma yapıldı. Eldeki verilerin çoğu, ayın değişik dönemleriyle anormal davranışlar arasında hiçbir ilişki bulunmadığını ortaya koyuyor” dedi. Araştırmalara göre, dolunayla ilgili efsanelere inananların çoğu güvenlik ve sağlık hizmetlerinde çalışıyor. Polisler ve hastane görevlileri de hayatta en korkunç ve üzücü vakalarla karşılaşan kesim. Eric Chudler, travmatik olaylarla karşılaşan bu insanların, o anlarda çok daha az dikkat çeken yarım ay ya da yeni aydan ziyade, gökyüzündeki dolunayı fark ettiklerini belirtiyor. Dolayısıyla da kaza veya suçlarla, ayın en bariz olduğu zamanlar arasında ilişki kuruluyor.

images brain-wiring

  • Leave Comments