Antartika’da Bulunan Dev Yaratık Organizma 46 B

Antarktika, Güney Yarımküre’nin en güneyinde bulunan ve Güney Kutbu’nu içeren kıtadır. Yani Afrika ve Okyanusya’nın güneyinde olan ve içinde ülke bulunmayan tek kıta.  

Antarktika’da toplam 400 adet buzul-altı göl bulunmakta. Doğu Antarktik buz tabakasının orta bölgelerindeki Vostok bunların en büyüğü. Tam üzerinde 1957 yılında Rusya’nın Antarktik araştırma merkezi olarak kurulan Vostok İstasyonu yer alıyor. Gölün keşfi bu istasyon sayesinde gerçekleştirilmişti. 250 km uzunluğunda, 50 km genişliğinde olan dev göl ortalama 344 metre derinliğe sahip. Buzul altında kapladığı alan ise yaklaşık 6.000 metre kare. Dünyanın en derin 4. gölü olan Vostok, 3.700 metrelik bir buzul tabakasının altında bulunuyor.

Buzul-altı göller, hidrotermal aktiviteler nedeniyle ısı açısından soğuk ve sıcağın bir kombinasyonu olarak düşünülebilir. Bu koşullar, belirli bir ısıyı tercih eden organizmaların barınması açısından oldukça zorlu bir habitat sunuyor. Vostok, ışığı tamamen bloke edebilecek kadar kalın bir buz tabakasıyla örtülü. Bu nedenle öyle karanlık ki, hayat için gereken besini sağlayamayacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak son gelen analizlerin sonucu gölde şaşırtıcı derecede yaşam çeşitliliği bulunduğunu gösteriyor. Ohio, Green State Üniversitesi biyoloji bilimleri profesörü Scott Rogers önderliğindeki araştırma grubu, yıllardır Vostok Gölü üzerinde çalışmalar yapıyor.

2012 yılında başladıkları son araştırmada gölün derinliklerine ulaşarak örnek toplamayı da başardılar. Araştırma grubunda bu müthiş keşfe imza atanların arasında bir de Türk biyolog var. Grubun laboratuar çalışmalarının büyük bir kısmını gerçekleştirmiş olan Zeynep Koçer, ekipteki faaliyetlerinin yanı sıra Amerika St. Jude Araştırma Hastanesi’nde bulaşıcı hastalıklar üzerine doktora yapıyor. Elde edilen örnekler üzerinde iki yıl boyunca titizlikle yürütülen incelemeler, 3.507 adet organizmanın genetik izini ortaya çıkardı. RNA ve DNA eşleştirmesi yöntemiyle türlerine göre tasnif edildiklerinde %94’ünün bakteri düzeyinde olduğu anlaşıldı.

Ancak bilimin bugüne dek hiç karşılaşmadığı bakteriler olarak kayda geçirildiler. Geri kalan %6’lık bölüm ise tek ve çok hücreli bazı organizmalar ile funguslara dair DNA kanıtlarını içeriyor. Rogers ve ekibi, metagenom ve metatranskript olarak adlandırılan, bilgisayar yardımıyla binlerce genomun eş zamanlı sınıflandırılmasını sağlayan alışılmışın dışında bir teknoloji kullanmakta. Bu sayede, elde ettikleri veriler %100 güvenilirliğe sahip oluyor.

Örneklerde rastlanan bazı bakterilerin DNA’ları yakından incelendiğinde, tarih öncesi tatlı su dinozorları, balıklar, deniz kabukluları ve halkalı solucanların sindirim sisteminde yaygınca bulunanlara çok benzedikleri görüldü. Bu durum, gölde henüz keşfedilmemiş kompleks yaşam türlerinin de olabileceğinin bir işareti.  

Rus bilim adamları ve araştırma istasyonu ise bu verilerden çok daha fazlasına sahip. Antarktika’nın buz kapağının altında gizli bir kıta vardır. Yere nüfuz eden radarlar, bu kıtada yüzlerce gölün varlığını saptamıştır. Buz tarafından uygulanan basınç nedeniyle, bu göller donmuş değildir. En az 15 milyon yıl boyunca izole edilmiş tatlı su içeren sıvılardır.

Şubat 2012’nin başlarında Rus Antarktika Seferi üyeleri, 30 yıldan fazla süren bir proje olan Vostok Gölü’ne iki kilometreden fazla kalın buz sondajında başarılı oldu.

Kalın buzun İçinde bulunan tatlı su gölü Dünyanın geri kalanından 15 ila 34 milyon yıl boyunca kapalı olduğu için, bilim adamları, daha önce görülenden çok daha farklı evrimleşmiş yeni türler bulabileceklerini tahmin etmişlerdi. Projenin baş bilim adamı Sergey Bulat, Rus televizyonunda, “Araştırmamıza göre, oradaki oksijen miktarı, gezegenimizin diğer kısımlarını 10 ila 20 katı aşmaktadır. Bulduğumuz herhangi bir yaşam formu Dünya’da benzersiz bir yerde olacaktır, ”der. 

Dr. Sergey Bulat daha önceleri, Antarktika sahillerindeki derin deniz tahliyelerinde, vücutlarında ürettikleri bakterileri besleyen tüylü göğüslü yeti yengeçlerini ve bu yengeçleri yakalayıp öldüren etobur, yedi kollu deniz yıldızları gibi son derece garip canlılar bulunmuştur. Bu yüzden projenin başına getirilmişti.

Sovyetlerin, tek bir adamı tutacak şekilde tasarlanmış özel bir asansörün yapıldığı buzda dikey bir tünel açması on yıl sürdü. 2012 yılında eliptik matkap ucu nihayet gölün doğu kıyısına ulaştı. Sekiz kişiden oluşan bir ekip, kıtanın orjinal yüzüne her seferinde bir kişi olarak indirildi. Bu ekip içinde bulunan bir Rus bilim adamı karşılaşılan inanılmaz varlığı Avrupa’daki meslektaşlarına duyurmuş, daha sonra korunan bir devlet sırrını ifşa ettiği için susturulup gözaltına alınmıştı.

Dr. Anton Padalka, Sovyet araştırma ekibinin bir üyesiydi. Hükümetinin Antarktika’da yapılan keşfi için askeri planları olduğunu öğrendikten sonra, kaçtığı İsviçre’de katıldığı bir seminerde  , Vostok Gölü’ne özgü bir yaşam formunun varlığını açıkladı.  Organizma 46-B olarak adlandırılan garip ve ölümcül bir yaratık.

Tıpkı sekiz kişilik ekibin göle yakın olduğu gibi, dış Dünya ile olan tüm iletişim gizemli bir şekilde sona ermişti. Gün geçtikçe ve araştırmacılar radyodan onlara ulaşmak için artan çılgınca çabalara cevap vermedikçe Dünya çapındaki bilim adamları endişeli bir biçimde bekliyorlardı.

Montana Eyalet Üniversitesinde bir ekoloji profesörü ve benzer bir Antarktik keşif programı yöneticisi olan Dr. John Priscu, “5 gün boyunca buzdan haber alamadık” dedi. “Sadece nasıl olduğunu hayal edebiliyorum.” Dr Padalka, bu süre zarfında, olanları meslektaşlarına Dünya yüzeyinin derinliklerindeki bilinmeyen yaşam formu ile aralarında geçen savaşı detayıyla anlatır.

Düşük sıcaklığa dayanıklı dalgıç kıyafetleri ile ön dalış yaparlar, uzunca bir süre ilerledikten sonra görüş bulanıkken yavaşça netleşmeye başlayınca, yanlarından bir şeyin onlarla yüzdüğünü anlarlar, işte o an Organizma 46-B ile ilk karşılaştıkları andır.  Organizma 46-B adı verilen bu canlı 14 metrelik bir ahtapota benzemektedir.

Hayvanın ampütasyondan sonra bile canlı ve agresif olan uzuvları vardır, ayrıca sekizden ziyade 14 kolu vardır. En yakın bilinen akrabası “vitreledonella richardi” nin cam ahtapotunun özelliklerini paylaşır. Fakat 46-B, küçük kuzeninin yapamayacağı bir şey yapabilir. Zehirli, mürekkebi dışarı atmak için normalde kullanılan kese içinde bulunduğundan, 45 metre mesafeden bu zehire temas eden kişiyi  felç edebilmektedir. Söylendiğine göre bu felcin etkisi 1 ay kadar sürmektedir. Telsiz operatörü sefer üyesi Alexis Vindogradov  teması kaydeder ve bu şekilde gönderilen yayın ve sinyal daha sonra  kaybolur.

Bu vitrelladonella richardi gibi ahtapotlar aşırı derecede zeki olarak bilinmektedir.  Her ne kadar yaratık, olağan sekizden ziyade 14 koluna sahip olsa da, sıradan bir ahtapotla aynı şekilde öldürür, avını ele geçirir, onu felç edici tükürüğünü enjekte eder ve ardından gagasıyla küçük parçalara ayırır. Organizma 46-B’nin salgıladığı zehirli mürekkebe temas eden ekip üyesi Dr. Vindogradov bu şekilde öldürülür. Organizma ona yaklaştıkça felç olmuş şekilde ona bakıyordur. Avını yakalayan 46-B Kafasını koparmak için kollarını kullanır ve sonra avını ağzına bırakır çiğnedikten sonra ağzındaki kalıntılarını fırlatır.

Bu olay sonrası ekip hızla çıkışa doğru yüzerler, fakat 14 metre uzunluğundaki bu insan yiyen, aynı zamanda araştırmacıları takip etmesine yardımcı olan olağanüstü bir kamuflaja da sahiptir. Padalka, “Birçok ahtapot türü, genellikle daha büyük yırtıcılardan kaçınmak için görünümünü değiştirebilir,” diye açıklar “Chromatophores” adı verilen renkli pigmentlerin kılları, renklerini değiştirmelerine izin verir ve kaslarını büzerek pürüzsüz okyanus tabanı veya sarp bir mercan kayalığı ile karışabilirler. Ünlü mimik ahtapotu, bir deniz yılanı ya da vatoz şeklini almak için kemiksiz bedenini böyle kullanabilir.

Bununla birlikte Organizma 46-B’nin şekil değiştiren yetenekleri neredeyse şeytanidir. Kendisini bir insan dalgıcına dönüştürür.  Panik halinde çıkışa yüzerken yanlarında onlara doğru bakanın meslektaşları olduğunu düşünürler. En yakın bilim adamı onun ne olduğunu anladığında, onu yakalar ve parçalara ayırır. Hayatta kalan beş bilim insanı yüzeye çıktıktan sonra, programın direktörü ve keşifin şefi  Yelagin, organizmayı yakalamak için bir örnek tankı kullanmaya karar verir. Takımın tek kadın üyesi olan Dr. Marta Kalaşnik kendi isteği ile 46-B yi cezbetmek için av gibi kullanılır, bunun sebebi eski bir profesyonel sporcu olarak kendini savunabilmesidir. Tuzak başarılıdır ama 46-B nin dokunaçları ile sarılan Kalaşnik, kendisini savunmak için baltasını kullanır ve bir uzvunu kesmeyi başarır. Yaratıkta tuzakla yakalanır.

Bir baltayla parçalanarak kopmuş uzuv hareket etmeye devam eder. Uzmanlar, her kolun bir dizi nöron içerdiğinden (aslında kendi beyninden) bahseder. Organizmanın 46-B kolları, otonom bir şekilde çalışıyordur. Uzmanlar, ahtapotun sadece bacaklarını yenilemediğine, zeki kopmuş dokunun yeni bir ahtapot oluşturabileceğine inanıyor. Ahtapotlar sıra dışı zeki canlılardır, labirentleri müzakere edebilir, araçları kullanabilir ve hatta Lego ile yapılar kurabilir. Yeni keşfedilen varlık kendi başına özel bir sınıftır. Mucizevi olarak, yaratığı bir tankta yakalar ve kopar parçası ile ayrı bir yerde korumaya alır. Sovyet güvenliğine teslim ederler. Hayatta kalan beş bilim insanı yüzeye çıktıktan sonra, programın direktörü deliğinin hemen kapatılmasını emreder. Jeologlar, şaşırtıcı buluşları için uluslararası olarak onurlandırıldılar. Ancak Rus hükümeti büyük hayal kırıklıklarına rağmen ekibin Vostok Gölü’nde hiçbir hayat bulamadığını iddia eder, dalgıçların suya girmiş olduğunu bile reddederler.

Vostok Araştırma İstasyonunun başkanı Yelagin’in açıklamasında, “Orada hiçbir şey yok, sizi temin ederim”der ama Rus Antarktika Seferi direktörü Valery Lukin, kapağın yerine konulduğunu ancak “rutin” önlemler alındığını itiraf eder. Padalka’nın, kendi ülkesini Temmuz ayında, hükümetin varlığı biyolojik silah olarak askeri kullanıma sunmayı planladığına dair dehşetini öğrendikten sonra kaçtığı iddia edilmektedir. Rus hükümeti ise bu iddiaların tüm bilgisini reddetmektedir. Bu teoriler ortaya atılınca Rusya’nın  bu canlıyı farklı yollarla da biyolojik silah olarak kullanabileceği ortaya atılır. Bunlardan biri de Amerikalı bir gazetecinin rus yetkiliye sorduğu şu soru olur. “Bazı ahtapot türlerinin  100.000 yumurta bıraktığı söyleniyor, bazı rus ajanların Kuzey Amerika’da rezervuarlara ve göllere bu canlının yumurtalarından bıraktığı doğrumu?”

Rus Yetkili Mihail Belochkin’in açıklaması ise. “Dediğiniz şey bilim kurgu TV kanallarınızda görebileceğiniz bir şeye benziyor. Soğuk savaş bitti arkadaşlar. Eğer bilim adamlarımız böyle bir büyüklükte bir keşif yaptılarsa, onu Dünyayla paylaşacağımızdan şüphe ediyor musunuz? ” oldu.

Buna karşın Rusya Devlet Başkanı Putin eski bir KGB li olduğundan acımasızlığı ve gizliliği ile bilinir. Mart 2017 de Vostok gölündeki araştırma merkezine yaptığı ziyarette. Vladivostok kentinde 11-13 Eylül tarihleri ​​arasında düzenlenecek olan 4. Doğu Ekonomik Forumu’nda dünyanın en gelişmiş genetik araştırma laboratuvarını Vladivostok kentinde kuracaklarını ve geçmişte genetik konusunda edinilmiş eşsiz deneyimlerin bu yolda kendilerine ışık tutacağını söyler.  46-B  Organizması burada da dile getirilir ancak Rus cumhurbaşkanı Vladimir Putin hükümeti, “bilimsel ilgiden başka bir şey” bulunmadığını iddia eder – çünkü eski KGB li başkan organizmayı silahlan olarak kullanmayı umut ediyordur.

Dünyanın geri kalanından 15 milyon yıl boyunca korunmuş olan Vostok habitatı, daha önce hiç karşılaşmadığımız yaşam formlarının evrimine olanak tanımış olabilir. Vostok Gölü’ndeki bu sıradışı yaşamın keşfi gizlese bile, onlarca yıl içinde en önemli bilimsel buluş olur. Ve aksi söylesen de çoğu bilim insanı tarafından Vostok gölün’de halen tarih öncesi canlılar yaşadığı düşünülmektedir. 

https://www.youtube.com/watch?v=-A-MMvoCejo
  • Leave Comments