ANADOLU DEVLERİ

Anadolu’nun Geçmiş Devirlerinde Devler Eski Ahit/ Tekvin:6/4 “Allah oğulları insan kızlarına vardıkları ve bu kızlar onara çocuk doğurdukları zaman, o günlerde hem de ondan sonra yeryüzünde Nefilim (devler)vardı; bunlar eski zamandan zorbalar, şöhretli adamlardı” Meksika, Pedro de Los, Rios’daki Elyazması Metinden “dünyanın yaratılmasından 4008 yıl sonra meydana gelen tufandan önce, Anahuac ülkesinde, dev bir ırk olan Tzocuillixeco yaşıyordu; bunlardan birinin adı xelua idi…”

Dzyan Kitabı, bölüm 2, kıta-XI “onlar(Atlantisliler) bedenlerinin cesametinde olan, dokuz “yati”(8m.) yüksekliğinde devasa heykeller inşa ettiler.” Görüldüğü üzere birçok kadim kaynakta söz edilen dev insanların Anadolu’da da yaşamış olabileceğini gösteren birçok kanıt mevcuttur. Bunların en ilgincine kuşkusuz, 7 Temmuz 1937 tarihli Cumhuriyet gazetesinde çıkan, Bahri Turgut Okaygün’ün hazırladığı Büyük Memleket Röportajlarının 15.bölümü olan “Şarkı Anadolu’da Köyler ve Köylüler” başlıklı yazıda rastlıyoruz: “Mardin’deki Hasan Keyif tarihi surlarının kapıları geceleri hala bir buçuk metre uzunluğunda muazzam bir anahtarla kilitlenir. Bütün şehir harabeleri ve ekseriyetle sarayların, muhteşem bine ve abidelerin üst kısmı yıkılmış, ikinci kat ve alt taraf sağlamdır bir köylü izinsiz bir ev yaptırmak istemiş, beş on kazma darbesinden sonra bir kubbeye rastlamış ve delerek içeri girmiş. Burada, temin edildiğine göre, bir soba cesametinde büyük bir insan kafasına rast gelinmiş.

İskelet mübağalalı bir büyüklükte ve ısrarla iddia edildiğine bakılırsa boyu üç metreyi geçiyormuş. Köylü bir hayaletle karşılaşınca kahramanlık yapayım diye, o bulunmaz kafayı kazma ile kırmaya başlamış, sonra farkına varılmış parçalar, toplattırılarak bacak kemikleri ile beraber Maarif Vekâletine gönderilmiştir. Tarih asarı atika ve müstehaseler faslında bir eşine daha tesadüf edilmeyen bu devasa insan iskeletinin akıbetini tahkik ve tamik Ankara’daki arkadaşlara aittir. Bu köylünün kazısında bir hayli de kıymetli eşya bulunmuştur. Yer müsait olsaydı size bu hususta bazı acıklı misaller verebilirdim.” Yıllar sonra 15 Ekim 1969 tarihli gazetelerde, gene dev insanların mevcudiyetini ima eden belirtilerin bulunduğuna ilişkin bir haber daha çıkmıştı: “Salihli’de bir yanardağın eteğinde, İ.Ö.2000 yılında yaşamış insanların ayak izleri bulundu.

Salihli Demir köprü Barajının yakınında bulunan, Nebiler köyünün yanındaki sönmüş yanardağda İ.Ö.2000 yılında yaşamış insanların ayaz izleri bulunmuştur. 49 numara ayakkabı büyüklüğünde izleri taşıyan kalıplar derhal tetkik edilmek üzere Ankara’ya sevk edilmiştir.” Dev ayak izlerine ait bir diğer haber de,18 Temmuz 1969 günkü gazetelerde yayımlandı: “ Kelkit’te eski insanlara ait, 50-60cm. Uzunluğunda ayaz ileri bulundu. Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Gümüşözü köyü yakınlarındaki bir dağlık alanda eski çağlara ait olduğu sanılan insanların ayaz izlerine rastlanmıştır. Yetkililer yapılan ilk belirlemelerde, Gümüşözü civarındaki kayalarda,50-60cm. Uzunluğunda insan ayağı izine rastlandığını belirterek, kesin sonucun bölgeye gönderilecek teknik heyetin incelemesinden sona anlaşılacağını bildirmişlerdir.”

Bunlardan başka Türkiye’nin çeşitli yerlerinde dev mezarlar bulunmaktadır. İstanbul, Beykoz’da Yalıköyü Mescidinin köşesinden ve Gazi Yunus Sokağına gidilen Gazi Yunus Mezarlında, yaklaşık8.5 m. Boyunda 3m. Eninde ve baş kısmı 2m.yüksekliğinde olan bir sanduka bulunaktadır. Üstü toprakla doldurulmuş olan sandukanın ortasında üç büyük çam ağacı, taflan ve defne ağacı vardır. Çorum’un Hıdırlı semtinde ise, Yusuf Bahri Türbesinin yanında, son derece güçlü ve iri yapılı bir şahıs olduğu söylenen Çelebi Gazinin yattığı bir mezar vardır:1.5m. Genişliğinde, baş tarafı 2.5m. Yüksekliğinde olan bu mezarın boyu, 10m.yi bulmaktadır! Herodot tarihinde de komşu ülkelerden Yunanistan’daki Mora Yarımadasında vaktiyle 3,5 metre uzunluğunda bir dev mezarın bulunduğu ve açıldığında içinden, tabut kadar büyük bir cesedin çıktığı yazılıdır.

Anadolu’da geçmiş devirlerde yaşamış olduğuna inanılan dev insanlarla ilgili tradisyonlar oldukça yaygındır. Naima tarihinde, Bergama Kalesini yaptıran Nemrut Cebbarın bir dev olduğu ve kalenin tepesinden eğilmek suretiyle Bergama Çayından su içtiği yazılıdır. Kütahya Kalesini de “boyları minare gibi olan” devlerin yaptığı söylenmektedir. Kütahya ile Yoncalıdaki Nemrut Kayaları arasında dizilen bu devlerin söktükleri devasa kaya parçalarını birbirlerine aktarmak suretiyle Kütahya Kalesini inşa etmeye başladıklarına, fakat devlerin başkanının üç yüz yaşındaki oğlunun ölmesi üzerine bu inşaatı yarım bıraktıklarına inanılır. Ayrıca Konya’da yer alan Suğla gölünün bağlı olduğu yer altı akıntılarının, bir zamanlar bir dev tarafından tıkandığı ve böylece devin düşmanlarına ait toprakları da suların bastığı anlatılmaktadır.

Dünyanın birçok yerinde devlere ait olduğu belirtilen mezarlar bulunuyor. Yapılan kazılarda dev iskeletlere ve kemiklere rastlanıyor. Türkiye’de de bu tür mezarların ve kemiklerin bulunduğu belirtiliyor. Araştırmacı-yazar Dr. Gültekin Caymaz’ın araştırmalarını Ata Nirun derledi. HEMEN HEMEN tüm inanç sistemlerinde, devlerden söz eden masallara, mitlere, efsane ve öykülere rastlanır. Hangi çocuk, devleri bilmez ki? Dev masallarıyla büyüdük ve aynı masallarla çocuklarımızı büyütüyoruz. Bu masalları bize kuşaklar boyu anlatanlar, nereden öğrendiler? Onlara kim öğretti? Nasıl oldu da, devler tüm sınırları aşıp, tüm uygarlıklarda aynı biçimlerde yer aldılar? Konunun birçok araştırmacılarına göre, dev öykülerinin ardında, insanoğlunun unuttuğu, sadece masal ve mitlerde kalan bir ger*çek yatıyor. Kısacası, devler gerçekten yaşadılar ve hatta hala yaşayanları da olabilir. Bu görüşün savunucularından ve bilinmeyen olayların izleyicisi, Dr. Gültekin Caymaz,ın görüşleri : Dr. Caymaz: “Evet. Bu konudaki araştırmalarıma göre yaşadılar. Eğer tufan. 10.000 yıl önce olduysa devler yaklaşık 15.000 yıl kadar önce yaşadılar.

Mitolojilerde Tanrılarla devler arasındaki savaşlardan söz edilir. Bu Tanrılar bizim anladığımız manada Tanrılar değildirler. Onlar üstün insanlardı ama dünyayı yaratanlar değillerdi. Bizim boylarımızda ama üstün teknolojileri olan insanlardı. Devler ise büyük ama zekaları az yaratıklardı. Belki de bu savaş uzaylı bazı yaratıkların aralarında yaptıkları bir savaştır. Bize kalan anısal izler masala dönüşmüştür. Nasıl tufan olayı ve Nuh bir efsane olduysa devler de masal olarak kaldı. Benim gördüğüm ve incelediğim dev çene kemiği ve dev dişler Antalya yakınlarındaki Karain mağarasında bulundu. Yapılan çalışmalar kalıntıların 50.000 yıllık olduğunu gösteriyor. Öyleyse bunlar halen yaşayan bir canlı türüne ait olamazlar. Fotoğrafını çektiğim 5 dev dişinin boyutlarına bakılırsa 7-8 metre boyundaki dev insanların yaşamış olduklarına inanmak gerekiyor. Bu çene kemiğini bulanların daha başka buluntular da ele geçirdikleri söyleniyor. Bu fotoğraf, 1978’de çekildi. Fotoğrafta beş diş ile ona ekli altçene kemlği, dağılmasın diye bır lastik bant ile sıkıştırılmış. Bu görüntü, kemiğin içyüzünü yansıtıyor. Kemiklerin, Dr. Caymaz’ın ellerinin arasındaki görünümü, normal insan çenesine olan oranını belirliyor. Bu dişler ve çene kemiği 50.000 yıllık Depo dolusu dev iskeleti Dr. Caymaz: “Polatlı’da yaşayan ve otobüsçülük yapan Yılmaz isimli biri bana ilginç bir olay anlattı. 1950-1951 yıllarında iken kendisi at arabasıyla askeri bir kazadan çıkarılan dev insan iskeletlerinin kemiklerini taşımış. Kemiklerin çok büyük olduklarını söylüyor ve bir askeri depoya istiflendiklerini ekliyordu. Ama sonrası, bilinemiyor.

1980’li yıllarda, Ankara Kalesi’ndeki, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin paleolitik bölümünde, benzer bir diş gördüm. Elimin orta parmağı boyundaydı. Fakat yüzde elli daha kalındı. Sorduğumda bu dişin de, Antalya’da Karain mağarasında bulunduğunu söylediler. Sonuçta şunu söyleyebilirim ki, böyle dev insan kalıntılarının bulunduğunu, resmi kuruluşlar merak ederlerse, Polatlı’daki depoyu bulup inceleme yapsınlar.” Dev mezarlar Dr. Caymaz: “Bu tür dev mezarlar. Anadolu’ da birçok yerde var. En önemlilerinden biri İstanbul’da, Beykoz’da bulunuyor. Yuşa Tepesi’nde bulunan bu mezarda. Yuşa Hazretleri adlı bir evliyanın yattığına inanılıyor. Mezar, 17 m uzunluğunda, 4 m genişliğinde. Eğer açılıp, incelenirse, içinden dev bir iskeletin çıkması çok doğaldır.”

11.6.1983’te Milliyet gazetesinde böyle bir haber çıktı. Adapazan  Kaynarca yolu üzerindeki bir yatır mezarının 9,5 m boyunda olduğu yazılıydı. O mezar da incelenebilir. Yine, Kapadokya bölgesinde, yani Nevşehir, Kırsehir ve Göreme civarında bu tür dev evliya mezarlan var. İnançlara göre, bu mezarların rahatsız edilmemeleri gerekiyor. Ben, böyle inançlara saygı duyuyorum ve yerlerini saklı tutuyorum. Fotoğrafını çektiğim mezarların boyu 7-8 metre idi. Van ve Sinop dolaylarında da dev mezarlar bulunuyor. Ankara’nın çok yakınında bir dev mezan inceledim. Köylüler, beni sıkı sıkı uyardılar, sakın bir şey alıp gitme, yoksa felaketler olur dediler. Bu uyarıya saygıyla uydum. Birkaç yıl önce Günaydın gazetesi de, Filipinler’de 8 m boyunda bir dev iskeletinin bulunduğunu yazmıştı. Demek ki, devler, yalnız Anadolu’da değil, birçok yerde yaşadılar. Filipinler’ de bulunan iskeleti bilim adamları incelediler. Bizde de, aynı tür bir araştırma yapılabilir.” “Öncelikle bu araştırma, arkeolojik ve turistik yönden çok önemli olabilir. Ama daha da önemlisi, kutsal kitaplarda sözü edilen devlerin bir masal olmadıklarının anlaşılması olacaktır. Sonuçta, kutsal kitapların insanlara daima doğruyu gösterdiği anlaşılır. Belki o zaman, insanlar haksızlık ve kötülüklerden biraz olsun kaçarlar.” ”

Ankara’da MTA merkezindeki, Prehistorik Eserler Müzesi’ne gidin, orada birçok dev hayvanların dişleri var. ilkçağ öncesi ve ilkçağ döneminde yaşayan dev hayvanların kalıntıları bulunuyor. Göreceksiniz ki, bu dişlerin onlarla hiçbir benzerliği yok. Bunlar sadece insan dişlerine benziyorlar ama dev boyutlardalar. ” Dr. Gültekln Caymaz ve ekibi, Ankara yakınlarındaki bir dev mezarının başında. Ekip mensuplarından biri yere yatıp, ellerini kaldırmış, böylece mezarın boyutu daha iyi anlaşılıyor Daniken devlerin izinde Nisan 1982’de Dr. Gü!tekin Caymaz, Türkiye’ye gelen araştırmacı Erich von Daniken’le Ankara’da devlerle ilgili bir konuşma yapıyor. 29 Nisan 1982 tarihli Barış gazetesinde yayınlanan konuşmanın bir bölümü şöyle: Dr. Caymaz: Kutsal kitaplarda devlerden söz ediliyor. Günümüzde bazı kalıntılar bulunuyor.

Sizce dev insanlar yaşadılar mı? Daniken: “Evet, yaşadılar bence. Bu konuyu, ‘Yıldızlara Dönüş’ adlı kitabımda inceledim. Ama zamanın uçurumları arasında, bu dev insanlar unutulup gittiler ve bir masal yaratığı oldular. ” Dr. Caymaz: Bu dev dişi fotoğraflarına ne dersiniz? Daniken: “Çok ilginç, olaylara bir anlam getiriyor. Ben de devlerle ilgili bir kitabın çalışması içindeyim. Zaten olay, dünyanın her yeriyle ilgili, ben başka ülkelerde bu tür yüzlerce dev kalıntı ve dev mezarlar gördüm.” Kutsal kitaplarda Devler her ırkta ve her inançta yer alır. En güçlü. kaynaklardan birisi Tevrat. Birkaç bölümü inceleyelim: “Orada gördüğümüz halk çok uzun boylu adamlardı. Ve orada, Nefilim’den olan, Anak oğullarını, Nefilim’i gördük. Biz kendi gözümüzde çekirgeler gibiydik, onların gözünde de öyleydik.” (Sayılar Bölümü Bap: 13, 32, 33). “İnsan arşınına göre, onun demir yatağının uzunluğu dokuz arşın, eni dört arşındı.” (Tesniye Bölümü 3/11).

Yine Tevrat ve ardından Kur’an-ı Kerim, dev Golyat’ı öldüren Davut Peygamber’den söz ederler. Golyat’ın mızrağı metrelerce uzunluğundadır. Aynca, mitolojinin ünlü Herkül’ü, Samson’u da birer devdirler. Yunan mitolojisinin devleri olan Titanlan da unutmamak gerekir. Yakın tarihteki devler Bilimsel tarih, devlerden söz ediyor mu? Hiç yaşayan devler bulduk mu? Evet, diyebiliriz. İlk kaynak, M.Ö. 440’da yaşayan Empadokles’tir. Sicilya adasında devlerin yaşadığından söz eder. 14. yüzyılda yazar Boccacio, yine Sicilya’da bir mağarada bulunan 1O metrelik bir dev iskeletinden söz ediyordu.

1577’de İsviçre’de 6 metrelik bir iskelet bulundu. Uzun araştırmalardan sonra bunun bir fil iskeleti olduğu iddia edildi. . Yine 1500’lerde, Meksika fatihi Cortez, Ispanya Kralı’na Meksika’dan getirdiği kemikleri gösterdi. Bir diğer kaşif, ünlü Macellan, 1520’de iki devle karşılaştı, başının onun beline geldiğini söylüyordu. Keşifler çağında daha birçok ünlü gezgin, devlerden söz ettiler. Burada dişler, çene kemiğinin dış yüzünden, beşi bir arada görülüyor Dr. Caymaz’ın evliya mezarlarına benzer dev mezarlara, Amerika’da, Java’da, Tunus’ ta ve Çin’de rastlandı. 1887’de Nevada’da 1metrelik bir bacak kemiği, 1891’de Arizona’ da 3 metrelik bir mezar bulundu. Ama olaylar bitmedi. Hala yaşayan devler var mıydı? 1963’te üç Amerikalı 4 m’lik bir yaratık gördüler. Yine o yıllarda bir Amerikalı gazeteci, 40 cm uzunluğunda, 15 cm eninde ayak izlerinin fotoğraflarını yayımladı. 1970’lerde bir Alman bilim adamı, 350.000 yıl önce dev bir insan ırkının yaşadığını ve bilimsel açıdan bunun yakında kanıtlanacağını söylüyordu. Gerçekten yaşadılar mı? Bugün insanlığın geçmişi ile ilgili klasik bilgiler artık sarsılmış durumda.

En yetkin bilim adamları bile “Hayır, dev insanlar yaşamamışlardır” diyemiyorlar. Dev insanların kesinlikle yaşadıklarını söylemek de mümkün değil. Belki de şu soruyu sormak gerekiyor. Acaba insanlığın gerçek tarihi yazıldı mı?

  • Leave Comments